İSLAM OLMADAN BARIŞ MÜMKÜN MÜ?

                Kökü barış olan İslam, insanlığa ve yeryüzüne hâkim olmak için gönderilmiştir. İslam’ın hayattan çıkarıldığı, geri plana atıldığı her yerde fitne ve zulmün kol gezdiğini her gün yaşayarak görmekteyiz.

                Genelde bütün yeryüzü özelde ise İslam coğrafyası dediğimiz topraklar İslamsızlığın acısıyla kasılıp kavrulmaktadır. İnsanlık her gün yeni bir vahşetle karşı karşıya kalmakta adeta tiranların, firavunların, kapitalist, sosyalist, ırkçı ve faşistlerin cinayetlerine maruz kalmaktadır.

                Bu gidiş nereye? Nereye kadar bu zulmet? Şüphesiz ki her şey Yüce Yaratıcının hikmet elinde yoğrulmaktadır. Rabbimiz isterse bütün kalpleri İslam’a çevirir de insanların hepsi hidayete erdirir, ancak o zaman imtihanın sırrı ortadan kalkar.

                Özellikle İslam’ın irfan ve şehitlerin kanı ile yoğrulan topraklarda İslamsızlığın acısını her an daha fazla çekmekteyiz. Cumhuriyetin temellerini İslamsızlık üzerine kuran kadrolar, bu toprakları acı, kan ve gözyaşı ile tanıştırıp tarihin kara sayfalarına gömüldüler. Yaklaşık yüzyıldır yaşadığımız topraklar rahat yüzü görmedi. Annelerin gözyaşları dinmedi, gençlerin gençlikleri heba oldu, çocuklar silahların gölgesinde büyüdü.

                Dünyanın büyüsüne kapılan Müslüman toplumlar, geleceklerini İslam düşmanlarının içimize soktuğu ideolojilerin peşine takılmakta buldular. Kimilerini milliyetçilik damarı ile yakaladılar, kimilerine makam ve saltanat ikram ettiler, kimilerinin zaaflarından faydalanarak kendilerine kul köle ettiler. İslam topraklarını sömürdükçe güçlendiler, güçlendikçe daha da zalimleştiler.

                Ancak “Eyyamullah” dediğimiz bir gerçek de vardır. Yüce Rabbimiz günleri insanlar arasında evirir durur. İnsanlar belli süreler vererek imtihan eder. Bu imtihanın sırrını ancak Allah’ın dostları keşfeder. O erler ki, bir an bile Allah’tan gafil değildirler.

                Kürdistan coğrafyasında yaşadıklarımız ise imtihanın en zorlu alanıdır. İslam’ın en sadık evlatları olan Kürtler sosyalist ve komünist ideolojiye kurban edilmek istenmektedir. Namazı ve diğer İslami şiarları eksik etmeyen Kürtlerin bir kısmı maalesef zalimlerin safında yer alabilmektedir. Ümmet bilinci yerine ulusal çıkarlar öne çıkarıldığında İslam’ın değerleri de rahatlıkla feda edilebilmektedir. Kürtleri İslam’dan koparamayan güçler, bu kez İslam’ıkendilerine benzetmeye çalıştılar. Tarih boyunca kendilerini İslam’a uyacaklarına, İslam’ı kendilerine uydurmaya çalışanlar bu emellerine ulaşmadığı gibi, günümüzde de aynı oyunu oynayanlar Allah’ın izniyle bu emellerine ulaşamayacaklar. İslam dini saf ve berrak haliyle kıyamete kadar devam edecektir.