Yeni bir yılın ilk gülerindeyiz. 2022. Günlük
tutulurken, tarihler yazılırken artık 2021 yazılmayacak. Tıpkı 2021 de ölenler
gibi. Artık amel defterleri kapanmıştır. Yaşadıklarıyla anılacaklar. “Geçen
yılın panoraması” dedikleri gibi... Geçen yılda ömür sermayelerini
tüketenler ve bu dünyadan göçenler. Unutuldukları bile unutulacaktır…
2022’de de bu şansı kaybeden milyonlarca insan
olacak. Fakat bu hep başkası olmayacak ve sen de olabilirsin. Çünkü ölümü hep
başkası için düşünüyoruz. Saatlerimiz, günlerimiz, haftalarımız, aylarımız,
yıllarımız ve bunların tamamı olan ömrümüzün hangi katmanındayız. Son katman
olarak düşünelim ve hayatımızı bir gözden geçirelim.
Bu muhasebede; “Aman Allah’ım ben nerelere savrulmuşum” diyebilelim. Ve
elimizdeki fırsatı kaçırmayalım. Yoksa ahiret gününde “Allah’ım bana biraz
zaman ver, hevesime uyduğum ve boşa geçirdiğim ömrümü taat ve ibadetle telafi
edeyim” (Bakara /167) der. Ancak ona bahşedilen ömür fırsatı sona ermiş ve
buradan geri dönüş yoktur.
Aslında bu gerçekliği bilen ve ölüm duygusunu
yaşayan tek canlı insandır. Bütün bilincine rağmen sanki ömrü hiç bitmeyecekmiş
gibi hayatını sürdürmektedir. Takvimdeki yaprak sayılarına bakarak sanki
dünyada kalacakmış gibi davranıyor. Girdiğimiz yeni yılda takvim sayısının ilk
yaprağını bugün kestik. Bu yılda neyi hedefliyoruz? Geçmişimizdeki farklı
istekler gibi bir hayal dünyasının peşinde mi koşacağız? Yoksa önümüzdeki
gerçeklik olan ölüm sonrasını mı?
Gerçekliği görmeyen ve ahiret hedefi olmayan
şahısların hayat döngüsü hep farklı heveslerle oluşur. Ve kaybettiklerini
farklı zamanlarda ararlar. Bu gerçeklikle ilgili Eflatun’a sormuşlar,
“İnsanoğlunda sizi en çok şaşırtan nokta nedir?” diye. Eflatun şöyle
cevaplar; “İnsanlar çocukluktan sıkılıp hemen büyümek isterler. Ancak
çocukluklarını özlerler. Para kazanmak için sağlıklarını kaybederler. Ondan
sonra sağlıklarını geri almak için para öderler. Yarından endişe ederken bugünü
unuturlar. Haliyle ne bugünü nede yarını yaşarlar. Fakat hiç yaşamamış gibi
ölürler.”
Ahiret hayatından habersiz olan kişilerin örneği hep
farklı arzulardır. Elinde olmayana, ya da elinden kaçırdıklarına üzülürler.
Oysa bu kısır döngüden kurtulmanın tek yolu vardır. Kalan ömrümüzü
Rabbimizin rızasına uygun, iyilik ve sevaplarla donatmakla olur. Eşref-i
Mahlûkat olmanın sorumluluğunu, emaneti taşımanın ağırlığını ve hesap gününün
her an gelebileceğini unutmamakla olur…
Sonuç olarak; ömür sermayemizi boşa harcamayalım.
Boş ve gereksiz işlerden uzak duralım. Hatalarımızdan dönüp eksikliklerimizin
farkında olalım. İşte o vakit ömrümüzün her yılı bizim için gerçek bir milat
olur. İşte o zaman ömrümüz bir fırsata dönüşür. Zaten ömür dediğimiz, rakamlar
arasına sıkıştırılmış zaman dilimidir. Ve bugün ki ömrümüzde bu zaman diliminin
yeni ismi 2022’dir.
0 yorum