Çanakkale Şehitlerine

Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.

Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiği vahşetle- “Bu bir Avrupalı!”
Dedirir: Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!

Eski Dünya, Yeni Dünya, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi… Mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihânın duruyor karşısında,
Ostralya’yla beraber bakıyorsun: Kanada!

Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ…
Hani, tâ’ûna da zuldür bu rezil istilâ!

Ah, o yirminci asır yok mu, o mahhlûk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcud ise, hakkıyle sefil,
Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.

Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz…
Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
Sonra mel’undaki tahribe müvekkel esbâb,
Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb

Mehmet Akif Ersoy

Bu gün sözü üstadına bırakıyoruz. Harp tarihine altın harflerle giren Çanakkale Müdafaası Bu milletin şeref ve onur abidelerinden biridir. Şair Akif'in dediği gibi Avrupa ve Batı Medeniyeti eski dünya yeni dünya bütün akvamı beşer yani birçok milletten ordularla Anadolu’daki son direnişi de kırıp bin yıldır hayallerini kurdukları İslam’ın tamamen yok etmeyi kafalarına koymuşlardı ve neredeyse başarılı oluyorlardı.

Ancak hesapların üstünde bir hesap vardı Allahın hesabını dikkate almadılar. Fizik kurallarına ve harp sanatına göre oluşturdukları devasa orduların karşısına çıkabilecek bir güç kalmamıştı. Tıpkı Ebrehe’nin savunmasız zannettiği Kabe'yi büyük ordusuyla yıkabileceğine olan inancı gibi. Ancak hesaba katılmayan Ebabiller ansızın çıkageldi. Bu milletin evlatları iman İslam vatan namus deyip göğsünde mermileri ve demir kafesleri parçaladı.

Tarihin tozlu sayfaları bize gösterdi ki gönüllerdeki iman ateşi yandıktan sonra hiçbir güç İslam milletini yenememiştir. Son yüzyıldır Çanakkale’de topla tüfekle yapamadıklarını, kendi çirkef kültürleri ile sinemaları ile fuhşuyatları ile ve en önemlisi dinsizlikleri ile bu aziz milletin evlatlarını zehirlemeye çalıştılar ve sonuca ulaşmaya düşündüler. Ancak Allahın izni ile bu planları da boşa çıkacak, İmanlı genç nesiller tıpkı dedeleri gibi tüm cephelerde bu his yoksulu, yırtıcı ve hayâsız vahşi Avrupalıya karşı duracaktır.