0

 

                Ey oğul!

                Önce kendi nefsine öğüt ver, kendi nefsini düzelt. Sonrada başkalarına öğüt ver, başkalarını düzeltmeye çalış. Senin için lazım olan kendi nefsinin özelliklerini bilmendir. Kendinde ıslaha muhtaç bir hal oldukça, başkalarını düzeltmeye, ıslah etmeye kalkışma. Eğer kendinde ıslaha muhtaç bir hal bulunduğu halde bunu bırakırda başkasının ıslahına kalkışırsan yazık sana!

                Sen kendin kör isen, bir başkasının elinden tutup nasıl bir yere götürebilirsin. Gözleri görmeyen birisinin bir başkasının elinden tutup bir yere götürmesi mümkün olmadığı gibi, kendi nefsinin noksanlıklarını ıslah etmeden bir başkasını irşat etmen ve onu Allaha ulaştırman mümkün değildir. Denize düşen ve yüzme bilmeyen birisini ancak mahir yüzücü olan birisi kurtarabilir. Aynen bunun gibi Allah’a insanları ancak Allah’ı tanıyan birisi götürebilir. Allah’ı tanımayan kişiye gelince ona giden yolda bu kişi insanlara nasıl rehberlik edebilir.

                Allaha yakın olmak istiyorsan onu her şeyden daha çok sev. Sen onu seversen o da seni sever. İşlerin bereketlenir. Acılar tatlı olur. Sıkıntılar seni pişirir, olgunlaştırır. Ancak onun için yaparsın. Amellerin sadece onun rızası için olur. Onun için yaşarsın hayatın anlamı olur. Kafesini kırar gökyüzünde kanatlanmaya başlarsın. Özgürlüğün tadına varırısın. Ancak ondan korkarsan kula kul olmazsın. İzzet ve şeref sahibi olursun. Allah indinde ve meleklerin yanında zikredilirsin.

                Abdulkadir-i Geylani Hazretlerin oğluna yapmış olduğu nasihatlerden bir demet sunmaya çalıştık.  Düşman olarak insana kendi nefsi yeter. Sözün etkili olabilmesi için amelin onu tasdik etmesi gerekir.  Amel sözü tasdik edecek ki söz hedefine ulaşabilsin. Ta insanların gönlüne akıp gitsin. Gönül aşka gelecek ki dil vuslata ersin.

                Rivayet edilir ki bir anne çocuğunun aşırıcı derece de Bala düşkün olmasından şikâyet eder. Bir çare bulmak için İmam Azam Ebu Hanife hazretlerine çocuğunun durumunu arz eder. İmam Azam hazretleri kadına 40 gün sonra gel der. Kadın gider ve 40 gün sonra tekrar huzura varır. İmam Azam Hazretleri çocuğu yanına çağırır başını okşar onu sever ve ona “ Evladım bal çok tatlıdır lezzetlidir, ancak fazlası zararlıdır. Bundan böyle balı az tüket olur mu? “ der. Çocuk: “olur bundan böyle öyle yapacağım” der. Kadın çocuğunu alır götürür. İmam Azamın tavsiye ettiği gibi çocuk balı az tüketmeye başlar. Yani çocuk iyileşmiştir. Ancak kadını bir merak almıştır. Kendi kendine madem çocuğumun iyileşmesi için bir cümle sarf etmek yeterliydi de, neden acaba hazret beni 40 gün bekletti der. Merakını bastıramaz ve imama gelip “Ey hazret kusurumu bağışla. Madem çocuğu iyileşmesi için bir cümle sarf etmeniz yeterliydi. Neden beni 40 gün beklettiniz?” diye sorar. Bunun üzerine İmam Azam Hazretleri. Şöyle der: “Bacım bana ilk geldiğinde çocuğun balı çok sevdiğini ve aşırı derecede tükettiğini söylemiştin. O günlerde bende bal yemiştim ve tadı damağımdaydı. Şayet  Çocuğa bal yeme deseydim bu sözüm çocuğun kalbine ve gönlüne etki etmezdi. Sizi gönderdim 40 gün boyunca ağzıma bal koymadım. Bu süreden sonra geldiniz ve ben bütün kalbimle çocuğa tavsiyede bulundum. Bundan dolayıda söylediklerim çocuğa tesir etti. İşte meselenin özü budur” der.

                İşte sevgili okuyucu;

İşin aslı özü yakalamaktır. Öz ise kendinden başlamaktır. Kişi nefsini düzeltmeli ki başkalarına nur ve ışık olabilsin. Hakikat yolunda çıra gibi yanacak ki arkasından gelen kalabalıklara karanlıkta yol göstere bilisin. Dayanağı sağlam olacak ki yolda tökezlemesin. Allahtan daha sağlam dayanak olmadığına göre kendini ona teslim etsin. Ona teslim olan kişinin kaygı ve endişesi hiç olmasın.

Kendi nefsime nasihat ettim. Allah öncelikle beni sonra cümlemizi affetsin.

 

                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                       

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *