Rabbimizin merhameti ve inayeti ile
bir ramazan ayına daha giriyoruz. Bu ayın rahmet ve bereket ayı olduğu
malumumuzdur. Ancak ben ramazan orucunun faydalarını uzun uzadıya anlatacak
değilim. Sağlığımız için içerdiği faydaları da anlatmayacağım. Bu ayda yapılan
hayırların ne kadar makbul olduğunu da söylemeyeceğim. Zaten bunları anlatan
hacılarımız hocalarımız var. Bütün televizyon kanalları bu konuları anlatmak
için sıraya girmiş durumdalar. Eyvallah. Allah çabalarını kabul buyursun.
Niyetlerini has ve kendisi için kabul etsin.
Benim derdim insan iledir. Özelde
Müslüman geçinenler iledir. Meramım menfeatçı ve bencil olan insanın
serkeşliğidir. Fayda ve çıkar amaçlı davranışlarıdır. Bitmez tükenmez arzu ve
isteklerini kontrol edemeyişi ve serkeş atların sahibini kayalara çarpması gibi
nefsine söz geçirmeyişinedir.
İnsanlık tarihinin başlangıcından bu
yana, yaratıcı olan Allah insana kendisini bilmesini ve akabinde Rabbini
tanıması için peygamber ve nebiler göndermiştir. Bu elçileri takip eden nice
salih zatlar var etmiştir. Bu salih insanlar hep aynı mesajı insanlara
taşımışlardır.” Ey insan yaratılış amacın, kulluktur. Bu kulluğun gereği,
yeryüzünü imar ve inşadır. Hak ve adaleti insanlar arasında tesis etmendir.
Anne babana saygılı davranmandır. Nesil emniyetini sağlamandır. Mal ve can emniyetini
güven altına almandır diye.”
Gel gör ki saf ve berrak vahyin kaynağı olan ilahi
mesajlar bile insanı çoğu zaman yola
getiremedi. İnsan azdı, insan büyüklendi, insan isyan etti serkeş ve kontrolsüz
nefsinin peşinden kafasını taşlara vurdu. Hırçın ve sonu gelmez kötü arzuları
onu darmadağın etti . Elçilerin öğüdünü dinlemedi. Ruhunu kirletti, Bedenine
zarar verdi. Doğayı tahrip etti Neslini heba etti. Fitne ve fesad her yanı
kuşattı, mal ve can emniyeti ise Hak getire...
Bütün bu ifsadlar insan nefsinin
kötülüğe meyilli, bencil ve menfaatçi nefsinin kontrol edilememesinden
kaynaklanır. Nefsi hizaya sokacak olan ancak ilahi terbiyedir. Bu terbiyenin
metodolojisi tefekkür, tezekkür ve ibadettir. Belki de bu mübarek ayda
yapılacak talim ve terbiyenin amacı, serkeş atlar misali kontrolsüz ve asi olan
nefsin dizginlenmesidir.
Ancak iyi binici şunu iyi bilmeli ki;
içindeki samimi duygularla pak ve temiz,karşılıksız sevgi ile rabbine
yönelenler bu kontrolü sağlayabilir. İçinde bulunduğumuz bu mübarek ayı tüm
samimiyetimizle diriliş ve direnişe hasrederek geçirirsek anlamlı olur. Bedenin
daha sağlıklı olur diye değil. El alem sonra ne der için değil, cennetin
köşkleri için değil, cehennem ateşi beni yakar diye değil.
Sadece rabbin rızası için. Mewla
için En sevgili için, sahibimiz olduğu için verdiklerine şükürde yetersiz
kaldığımızı itiraf için oruç tutalım. Lokmamızı bölüşelim. Bizim olmayan
emanetçisi olduğumuz malımızı infak edelim. Garip gurebayı sevindirelim .
Çocuklarımıza bu manevi yüceliği aşılayalalım. Pişmanlığımızı gönlümüzün
derinliklerinden gelen duygularla gözyaşlarıyla gösterelim.
Belki o zaman taş kesilmiş
yüreklerimiz yumuşar. Belki O zaman serkeş atlar ehilleşir. Gideceği menzile
sahibini ulaştırır. Çok tuzaklı yollardan emniyetle geçirtir. Rabbin rızasına
vardırır. İsyankar nefis huzura ermiş olur.
Bundan daha değerli bir kazanç var
mıdır ki... Tabi hayatın manasına vakıf olanlar için.
Ve son söz
kelamların en güzeli;
"Ey
huzura kavuşmuş insan! Sen O'ndan hoşnut, O da senden hoşnut olarak Rabbine
dön. (Seçkin) kullarım arasına katıl ve cennetime gir" (fecr 29-30)
Rabbim
bu aciz kulunu bu sınıftan kıl.
0 yorum