0

 

Dünya misafirhanesinde akıl ve hür düşünce sahibi olarak yaratılan insan hayatta kalabilmek için yaşam mücadelesinde çalışır didinir kazandıklarıyla sevinir kaybettiklerine üzülür gider. İki boyutlu olan insanın arzuları bitmez tükenmezdir.  Maddi ve manevi unsurlardan müteşekkil insan çoğu zaman maneviyatını ihmal ederek mutluluk ve başarıyı maddi kazanımlarda görür. Hep bir sonraki hedefi mevki ve makam olarak daha çok yükselmek veya daha çok para kazanıp kendince hayat standartlarını yükseltecek iyi bir ev ,araba, pahalı elbiseler, itibar sahibi olmak olarak belirler . Ne yazık ki elindeki ile yetinmez. Mutlu olmayı hep daha fazla kazanmakla elde edeceğini sanır. Tabi kaybettiklerinin ne kadar pahalı olduğunu bilmeden…

Mesela Allahın emanet olarak bize hediye etiği çocuklarımızı maddi değerlerle ölçebilir miyiz ? Şu kadar altn , dolar ve ya mal karşılığında evladımı satarımda başına ne gelirse gelsin diyebilir miyiz?. Yaratılış fıtratımız bunu reddeder Rabbimiz insanı  yavrusunu koruma sevgi ve şefkat gösterme duygusuyla yaratmıştır. Hele ki anneler yavrularına babalardan daha fazla şefkat ve merhamet gösterir.

Hiçbir anne yavrusunun ateşe atılmasına gönlü razı olmaz . Ayağına bir diken batmasını istemez. Bela ve musibet gelecekse evladını başına değil de kendi başına gelmesini temenni eder. Ancak hem anneler hem de babalar  çoğu zaman hayat kargaşası içinde kendilerine emanet edilen bu değerli hediyenin kiymetini bilmemekte, çocuklarının gözleri önünde ellerinin arasında kayıp gitmeleri karşısında çaresiz kalmaktadır.

 ‘Çocuğum beni dinlemiyor, akşamları geç eve geliyor. ,sigara ve uyuşturucu kullandığını söylüyorlar. Bir dediğini iki etmedik ne istediyse aldık  Ama o bize saygısızlık yapıyor namaz kılmıyor, yalan söylüyor, kötü arkadaş çevresi var, gittikçe bozuluyor, kontrolden çıktı ne yapacağımızı bilemiyoruz, nerede hata yaptık ve saire …’  Ebeveynlerin bu şekilde sitemleri gün geçtikçe artmakta çocukları üzerindeki kontrolü kaybettiklerini söylemektedirler.

İşte rahat bir hayat süreceğiz diye koyduğumuz hedeflere kilitlenmişken kaybettiğimiz paha biçilmez hazinelerimiz olan çocuklarımız. Bin bir zahmet ve eziyetle büyütüp sonra bin bir eza ve eziyetle anne babalarına karşı çıkan kontrol edilemez hale gelen neslimiz. Bana göre ülke olarak gündemin ilk sıralarında olması gereken bu toplumsal kanayan yaramız için geç olmadan tedbirler alınmalı.

Bu tedbirlerin neler olabileceği konusunda seminerler toplantılar ve çalıştaylar  yapılmalı eğitim sistemi bu eksende şekillenmeli sivil toplum örgütleri konuyu işlemeli farkındalık yaratılmalıdır.

Dinimizin çocuk eğitimine verdiği önem ders kitaplarında işlenmeli anne ve babaların bilinçlendirmesi için yoğun çalışmalar yapılmalıdır.

Çağımızın bireyselleştirici ve bencil kılan tüketim alışkanlıklarına karşı çocuklarımızı korumalıyız Sınırsız internet, oyun  sanal oyunlar(kumar, bahis,v.b.) Sosyal medyanın zararlı yanları, duyguları ve kalbi köreleten cinsel içerikli görseller çocuklarımız bizden uzaklaştıran çağımızın modern tuzaklarıdır.

 Elbetteki aile huzurumuz bilahare toplumsal huzurumuz sağlıklı genç dinamik değerleri ile barışık inançlı ve  ahlaki değerlerini bilen bir nesil ile mümkündür. Bunun aksi Allah muhafaza toplumumuzun geleceğimizin bitmesidir. 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *