Kur'an Nesli Platformunun yıl içinde gelenek haline
getirdiği güzel etkinliklerden biri de “Hayat Namazla Güzeldir” etkinliği… Ben
de küçük çocuğumu götürme vesilesiyle bu etkinliklerden birine katılma imkânı
buldum.
Toplumda namaz kılmayanların oranının hızla arttığı, genç
neslin namaz kılmayı unuttuğu, namazsız bir toplum olmaya doğru gittiğimiz bu
korkutucu, hüzün verici, kahredici süreçte böyle etkinliklerin düzenlenmesi
gerçekten çok anlamlı… Kurak yürekleri serinleten, gönle ümit aşılayan
güzellikler…
O yavruların, çocukların, anne babalarının, velilerin,
katılımcıların sevinci, coşkusu görülmeye değerdi. Huzur ve sevinç yüzlerine
yansımıştı. Kurak bir çöldeki yeşil bir vahayı andırıyordu namaz etkinliği…
“Hayat namazla güzeldir” sloganı iş olsun diye, öylesine
atılan bir slogan değil. Hayat gerçekten namazla güzel… Hakkı verilerek, huşu
içinde kılınan bir namaz kişinin hayatını bir gülistana çeviriyor. Bu zamanda
toplumun en çok ihtiyaç duyduğu şeyi; iç huzuru, kişinin kendinden hoşnutluğunu
sağlıyor. Kişinin hayatına anlam katıyor. Kişi kendini değerli, önemli
hissediyor.
Hakkıyla kılınan bir namaz her tür kötülükten, çirkinlikten,
depresyondan, karamsarlıktan, huzursuzluktan, kinden, nefretten, hasetten,
yalandan, hırstan, gıybetten, tatminsizlikten, kalbi hasatlıklardan koruyor,
muhafaza ediyor.
Bundan daha doğal bir şey de yok; çünkü namaz kişinin
biricik yaratıcısıyla buluşması, Allah ile hasbihal etmesi, Onunla dertleşmesi,
gönül bağını güçlendirmesidir. Kişinin onu yoktan var eden, varlığını kendisine
borçlu olduğu, kendi varlığının sanatçısı, kendisine tekrar dönülecek Allah ile
bağlarını güçlendirmesinden, O’na sığınmasından daha rahatlatıcı, güven verici,
huzur bahşedici ne olabilir?
Ne acı bir durumdur ki çok kötü günlerde, çok kötü
zamanlarda yaşıyoruz. Gün aynı gün, zaman aynı zaman, gece aynı gece, gündüz
aynı gündüz; ama insanlar bozulmuş, toplumlar, kitleler bozulmuş. Biz Müslüman
olduğumuz halde derin bir karanlığın, korkunç bir girdabın kucağında kaybolmak
üzereyiz. Huzursuzluk, mutsuzluk, karamsarlık, kötü duygular ruhumuzu bir
karabasan gibi sarmış. Her tür kötülük, kalbi hastalık, gıybet, yalan, dolan,
hırs, haset, dedikodu, tatminsizlik, kin, nefret, yalnızlık, aldatma,
tahammülsüzlük adeta esir almış bizi. Hayatın tadı tuzu kalmamış. Hiçbir şey
bize zevk vermiyor, rahatlatmıyor, tatmin etmiyor. Derin bir boşluğun için hep
bir şeylerin arayışı içindeyiz.
Bunun en büyük nedeni Allah ile gönül bağımızın kopması,
yaratıcımızla irtibatımızın zayıflamasıdır. Allah ile aramızdaki en güçlü bağ,
en sağlam ilişki, en yıkılmaz köprü ise hakkını vererek, anlayıp idrak ederek,
huşu içinde kılacağımız namazdır.
Hastalığımız namazsız bir toplum olmamızdandır. Namazı
hakkını vererek kılmayışımızdandır. Hastalığımızın reçetesi, çözümü namazdır.
Gerçek anlamda kılınan bir namaz hayatı hayal edemeyeceğimiz oranda
güzelleştirecek, anlamlaştıracaktır.
Hayatından memnun olmayanlar, dert ve şikâyet yüklü sine sahipleri; haytanızı namazla güzelleştirin. Hayat namazla güzeldir!