Daha evvel bu konuda yazmış olmama rağmen gördüğüm
lüzum üzerine tekrar yazma ihtiyacı hissettim. Çünkü toplumun haline, sokak ve
çarşıların vaziyetine baktığımızda bir an için hayâ ortadan kalktı mı? diye
sormaktan kendimizi alamıyoruz.
Hayâ, imandandır. İman ortadan kalktığı veya
zayıfladığı zaman hayâ da zayıflar veya ortadan kalkar. Toplumun ciddi manada
iman tazeleme ve imanını güçlendirmeye ihtiyacı vardır ki hayâ da güçlensin ve
kuvvetlensin. Çünkü Allah (c.c.) hayâ sahibidir ve hayâ ehlini sever. Hayânın
zıttı olan hayâsızlık ve edepsizliği ise reddeder. Hz. Peygamber (s.a.s.), evde
durup çıkmayan genç bir kızdan daha fazla hayâ sahibiydi. Hayâ ve edep sahibi
Hz. Osman (r.a.) içeri girdiğinde önünde ayağa kalkardı.
Hayâ, utanma duygusudur. İnsanın utanma duygusu kalktı
mı kendisini dilediğini yapma hürriyetinde görür. Vücudunu, hayâ, edep ve
mahrem yerlerini teşhir eder ve bu teşhirde sınır tanımaz. Açıldıkça açılır.
Evde ve hatta yatakta giymeyeceği kıyafetleri giyer. Sorulduğunda özgür ve hür
olduğunu kimsenin kendisine karışamayacağını belirtir. Özgürlük adı altında
köleleştiğinin farkında olmaz. Çünkü vücudu teşhir etmek, nefsin istek ve
arzularına köle olmaktır. Onların esaretine girmektir. Diğer insanların ise
özgürlüğünü kısıtlamaktır.
Diğer insanların özgürlüğünün kısıtlanması daha lise
çağına bile gelmemiş genç kızların vücutlarını teşhir etmesi ve bu durumun
dalga dalga diğer yaşlara da yayılmasıdır. Şehrin en güzel yerlerini, çarşı ve
sokaklarını, hatta okulları vücudunu teşhir eden insanlar doldurunca iman ve
hayâ ehli insanların doğal olan hak ve özgürlükleri kısıtlanmış olur. Güzel ve
tarihî bir yeri gezmek bile engellenmiş olur. Çünkü vücudu teşhir etme
hayâsızlığı, hali ile diğer insanları da etkiler, bakışlarını, zihin ve
fikirlerini bozar.
Toplumdaki bu hayâsızlığın başlama yeri okullardır.
Okullardaki kıyafet serbestliği öğrencinin ve bayan öğretmenlerin istediğini
giyip okula gelme serbestliğini sağlıyor. Kimi öğrenci veya kimi öğretmen
neredeyse anneden üryan okula gelebilmekte ve kimse karışamamaktadır. Bu
serbestlik diğer öğrenci ve öğretmenleri de etkilemekte ve zamanla önü alınmaz
bir hale dönüşmektedir. Okullarda yapılan mezuniyet törenleri de bu durumu
tetikleyen en büyük etmenlerdendir.
Okul idareleri mezuniyet töreni adı altında hayâsızlık
ve edepsizliğin doruğa çıktığı törenler düzenlemektedir. Kimi okul idarelerinin
müsaade etmediği bu törenlere iman ile ilgisi olmayan komünist zihniyetli
öğretmenler öncülük etmekte, park veya benzeri yerlerde bu törenler
yapılmaktadır. Kimi öğrenciler de buna aşırı hevesli olunca, diğer öğrenciler
de buna katılmakta ve tüm öğrencileri kaplayacak hale dönüşmektedir.
Toplumdaki hayâsızlık hali ihmal edilecek ve nemelazım
denilecek durum değildir. Çünkü bu ateş gittikçe yayılmakta ve diğer tüm evleri
de zaman içerisinde saracak duruma gelmektedir. Devlet yetkililerinin yapacağı
kanuni düzenlemeler ile bu durumun önüne geçmesi bir gerekliliktir. Toplumdaki
İslâmî kurum ve kuruluşlar, sosyal ve kültürel oluşumlar hikmet ve ferâsetle bu
durum ile mücadele etmelidir. Sorumluluk sahibi her bireyin de üzerine düşeni
yapması ve bu durumla mücadelesi bir mecburiyettir.
Mevla’m bizi din, iman ve hayâdan yoksun insanlardan
eylemesin. Âmin.