Ramazan ayının son günlerine girdik. Son günlerine girmemiz
bir yandan sevindirirken, diğer yandan üzmektedir. Sağanak sağanak rahmet ve
bereketin yağdığı bugünler elimizden kaçıp gittiği için üzülürken, bugünlere
erişip rahmet ikliminden pay aldığımız için sevindirmektedir.
Allah’ın (c.c.) bize ömür olarak verdiği her bir gün bir
altın, bir elmas ve bir yakut hükmündedir. Hatta bunlardan da çok daha
kıymetlidir. Bugünler Ramazan ayının günleri olunca, daha da kıymetli olmakta
ve en paha biçilmez varlık ve sermayeden de daha değerli olmaktadır. Fakat
bugünler değerli olmakla beraber geri dönüşümü imkânsız olan bir buz gibi
eriyip elimizden kaymaktadır. Bu geri dönüşümü imkânsız, paha biçilmez
sermayemizi tüketip kaybettiğimiz için elbet üzülmek gerekir. Fakat bu
sermayemizi çok daha değerli olan ve tükenip erimesi de olmayan bir başka
sermayeye dönüştürebiliriz. Bu da her bir günümüzü ve hassaten Ramazan ayının
günlerini, iman ile sevabını Allah’tan bekleyerek en iyi şekilde ibadet ile
değerlendirmemizdir.
Ömür sermayemizin dönüşümünü bir ticarete benzetebiliriz.
Günlerimizi ya dünyevi lezzet veren uyku, oyun, eğlence, boş ve gereksiz
şeylerle tüketerek zarar üstüne zarar edeceğiz. Ya da her bir saniyesini en
paha biçilmez elmastan bir parça hükmünde kabul edip, Allah’ın bizden razı
olacağı hayırlı amellerde geçirerek ebedi ahiret hayatından bir parçaya
dönüştüreceğiz.
Ömrümüzden de bir parçayı teşkil eden Ramazan günleri,
sahuru, seher vaktindeki teheccüd ve duası, sabah namazında camide cemaatte
buluşması, mukabelesi, oruç ve sadakası, iftarı ve teravihi ile her lahzası bir
hazine hükmündedir. Ramazanın son günleri itikâfı ve içinde bulunan Kadir
gecesi ile daha da kıymetlidir. Kadir gecesi seksen üç yıllık bir ömre bedeldir
ki o günü son günlerin içerisinde yakalamak, sermaye üzerine sermaye kazanmak,
kâr üzerine kâr elde etmektir.
Ne yazık ki çoğu insan ömür sermayesinin kıymet ve değerinin
farkında değildir. Bu sebeple Ramazan ayındaki ekstra kıymetin de farkında
değildir. Dünyevi bir ticarette basit bir kârı elde etmek için bazen çok ağır
şartlarda çalışmakta, bazen basit bir kazanç için kavga edebilmektedir.
Başkalarının kalbini kırabilmekte olmadık nahoş davranışlarda
bulunabilmektedir. Bu dünyalık geçici kazancı değerli gördüğünden dolayıdır.
Fakat bu, onu asıl kazanca varmaktan alıkoymaktadır. Âmiyane tabirle darıya
koşarken pirinçten yoksun kalmaktadır.
Hem ömür sermayesi hem Ramazan’ın her bir günü ve hem de
Ramazan’ın son günlerindeki kıymetin farkında olanlar bugünleri en iyi şekilde
değerlendireceklerdir. Sermayelerini en iyi şekilde değerlendirdikleri için
üzülmeyecek ve sevineceklerdir. Ramazanın son günlerini çok daha yoğun bir
ibadet, rükû, secde, kıraat, dua ve zikirle geçireceklerdir. Malayani
şeylerden, aşırı uykudan kaçınacak ve gereksiz konuşmalardan uzak
kalacaklardır. Allah’ın “hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler” (Asır,
103/3) buyruğu dâhilinde bu son günlerin kıymet ve değerini bilmeyenleri de
uyaracak, onların da kârlı bir ticaretin içine girmelerine vesile olacak ve
kendilerine kazanç getirecek bir ticaret kapısı açacaklardır.
Mevla’m ömür sermayesinin değer ve kıymetinin farkında olan,
hassaten Ramazan ayının ve son günlerinin de farkında olan, ömrünü ve hassaten
içinde bulunduğu şu günleri en kârlı kazanca çeviren kullarından eylesin. Âmin.