Tereddütte yer bırakmayacak şekilde bu bir Furkan savaşıdır.
Hakla batılın, iyi ile kötünün, adalet ile zulmün, ahlak ile ahlaksızlığın
savaşıdır… Bu savaş, modern Batı dünyasının topyekûn İslam’a, İslam
Medeniyetine, İslam Mektebine karşı giriştiği bir savaştır. Ve bu savaş kimin
nerede durduğunu çok berrak bir şekilde ortaya çıkarmıştır.
Artık herkes kabul ediyor ki bu savaş İsrail denen terörist
yapı ile Filistin halkının savaşı değildir. Amerika ve Avrupa bu savaşta
İsrail’e sınırsız bir destek yarışına girmiş bulunmaktadır. Başta Amerika ve
İngiltere olmak üzere Batılı devletlerin en üst düzey liderleri İsrail’e gidip
onun yanında olduklarını ilan etmişler, bölgeye gönderdikleri savaş gemileri ve
diğer yardımlarla bunu pratikte de uygulamaya koymuşlardır. Bu ülkeler
İsrail’in her söylem ve eylemini amasız, fakatsız desteklemişler, İsrail’in
Batı dünyasının ileri karakolu olduğunu, kendilerini temsil eden bir güç
olduğunu hiç kimsenin itiraz edemeyeceği bir şekilde ispat etmişlerdir.
Dolayısıyla bu savaşın İslam Mektebi ile Modern Batı
Dünyasının bir varlık savaşı olduğunu söylediğimizde abartmış sayılmayız. Ve bu savaşının kazananı şimdiden Müslümanlar
olmuştur. İslam mektebinin taraftarları olmuştur. İzzet ve onur daha şimdiden
yiğit İslam askerlerinin payesi olmuş, Siyonist düşman ve onun taraftarlarının
payına da zillet ve onursuzluk düşmüştür.
Çünkü bu savaş İslam Mektebinin insaniyetin, adaletin,
erdemin, ahlakın, özgürlüğün, merhametin, tevhidin kaynağı olduğunu bir kez
daha ispatlamıştır. Ve Batı uygarlığının ne kadar hayasız, acımasız, merhamet
ve vicdandan yoksun, hiçbir ahlaki değeri önemsemeyen, zalim, ayırımcı, hayvani
bir uygarlık olduğu gerçeğini gözler önüne sermiştir.
Vahşi İsrail ordusu ile İslam askerlerinin sivillere karşı
davranışını kıyasladığımızda İslam Mektebinin modern Batı uygarlığının
karşısındaki üstünlüğünü, İslam mektebinin yüceliğini, insanlığın İslam’a olan
şiddetli ihtiyacını, dünyanın Batı uygarlığından kurtarılmasının hayati
gerekliliğini vicdan sahibi herkes kabul eder sanırım.
Batının şartsız desteğine sahip İsrail, İslam askerleriyle
yüzleşmeye cesaret edemediği için iki haftadır savunmasız sivilleri, kadın ve
çocukları katlediyor. Camileri, hastaneleri, Pazar yerlerini, okulları,
sivillerin topluca sığındığı alanları füzelerle yerle bir ediyor.
Acımasızlıkta, vahşette, cinayette, toplu katliamda, savunmasız insanları,
bebekleri öldürmekte hiçbir insani, ahlaki ölçü tanımıyor. Savunmasız, çaresiz,
sığınacak yerleri olmayan sivillere korku ve terör pompalayarak güç
gösterisinde bulunmaya, korkaklığını, acizliğini örtbas etmeye çalışıyor.
HAMAS, İslami Cihat veya Hizbullah, İslami direniş güçleri,
isteseler İsrail’in vahşetlerine misliyle karşılık verebilirler. İşgal
altındaki topraklarda, Siyonistlerin ailelerine, kadın ve çocuklarına yönelik
imha girişiminde bulunma güçleri var. Bu tür silahlara, böyle bir imkana
sahipler. Sivilleri, kadın ve çocukları topluca öldürebilirler.
Ama yapmıyorlar… Direnişin yiğit evlatları, İslam’ın şerefli
askerleri; kadın ve çocukları, yakınları vahşice katledilmelerine rağmen, büyük
acılar yaşamalarına rağmen öfkeye kapılıp intikam saldırılarını yapmıyorlar. Karşı
tarafın kadın ve çocuklarını öldürmüyorlar, bilerek sivillere yönelik imha
saldırılarına girişmiyorlar. Bilakis ellerindeki esir kadın ve çocuklara büyük
bir merhametle davranıyorlar. Hatta tutsak ettikleri katil İsrailli asker ve
subaylara bile insanca davranmaktan vazgeçmiyorlar.
Bu davranışı dinleri onlara emrediyor çünkü… Yüce İslam
onlara emrediyor. Bu savaş yüce İslam mektebinin barbar Batı uygarlığı
karşısındaki inkâr edilemez üstünlüğünü, İslam mektebinin güzellik ve
erdemlerini bir kez daha ortaya çıkardığı için ayrıca tarihi öneme sahip.
İnşallah bu Furkan savaşı sadece Müslüman halkların değil tüm dünya mazlumlarının, adalet arayışında olan özgür ruhların, vidan sahibi herkesin uyanışına, Batı uygarlığının dünyanın başına gelmiş ne büyük bir musibet olduğunun bilincine varmasına vesile olur. Yine Müslüman halkların vahdetine ve Siyonist rejimin yıkılış sürecinin başlamasına neden olur?