Bugün yüce Allah, tüm olumsuzluklara ve ilahi gazabı celp edecek
günah ve zaaflarının çokluğuna rağmen dindarlara bir fırsat daha bahşetmiştir.
Dindarlar bu fırsatı değerlendirmeli; halklarının, imanlarının, ülkelerinin
ihyası için ciddi bir çaba içine girmelidirler.
Dindarlar yirmi yıl önce kokuşmuş, yozlaşmış, halka
yabancılaşmış, halkın ve ülkenin zenginliklerini kendileri ve dışardaki
efendileri için çarçur eden laik elitlerden sistemi değiştirecekleri vaadiyle iktidarı
devraldılar. Kötü gidişata dur diyeceklerdi. Halk ile, halkın imanıyla,
diniyle, değerleriyle barışık, sosyal adaleti sağlayacak bir sistemi inşa
edeceklerdi. Laik zorbaların dayatmaları altında inim inim inleyen bu ülkenin
mazlum halkına her anlamda özgürlük getirecekler, kültürel bir uyanış süreci
başlatacaklar ve zorbaların önünü bir daha gelemeyecek şekilde keseceklerdi.
Ne yazık ki bu vaatlerin birçoğu gerçekleşemedi. İktidarı
devralan dindarlar değişim ve dönüşüm için ilk yıllar ortam müsait değil
bahanesinin arkasına sığındılar. Halka verdikleri sözleri erteledikçe
ertelediler. Zamanla iktidarın nimetleri tatlı gelmeye başladı, laik elitlerle
bu nimetleri kaybetme korkusu yüzünden yüzleşme cesareti göstermediler. Ve gün
geçtikçe değiştiler, sistemi değiştirmek şöyle dursun, kendileri değiştiler,
dönüştüler.
Gelinen süreçte toplum dinden uzaklaştı. Gençlik, iktidarın
yanlış politikalarını dine mal etti ve ne yazık ki dinden soğudu. Eğitim
sistemi iyileştirilmediği ve yozlaşmayı yaygınlaştıran etkenlerin önü
alınmadığı için ahlaki çöküntü korkutucu boyutlara ulaştı. Dünün dindarlarından
birçoğu müteahhit oldu ve helale, harama bakmadan çalıp çırpmaya başladı. Belediyelerin,
devlet kurumlarının başına yönetici olarak gelen alnı secde görmüş, namaz niyaz
ehli birçok kişi daha önce bu kurumların elleriyle yaygınlaştırılan ifsat projelerini
ne yazık ki olduğu gibi sürdürdüler.
Allah muhafaza, karşı tarafın, laikçi kesimin yobaz,
çağdışı, baskıcı, intikamcı, halk düşmanı ve en ufak bir gelecek vaat etmeyen
söylemleri halkı ürkütmeseydi, halk iktidarı cezalandırmaya kararlıydı. Yine de
Kemalist, laikçi kesim, tüm azgın ve gerici söylemlerine rağmen halkın yarısına
yakınının desteğini aldı. Bu korkutucu durum onların başarısı değildi, halkın
ve gençliğin iktidara olan güveninin sarsılması sonucuydu.
Yüce Allah bu halka acıdı, onları azgın azınlığın insafına
bırakmadı ve dindarlara son bir fırsat daha verdi. Bu, dindarların ellerine
verilmiş son fırsat olabilir. Eğer bu gidişat durdurulmazsa Allah muhafaza
onlarca yıllık çaba sonucu kazanılmış tüm haklar heba olabilir ve iktidar gücü
Kemalist azgınların eline geçebilir tekrar.
O yüzden bu tarihi fırsat en iyi şekilde değerlendirilmeli.
Seçim sürecinde halka verilen sözler ivedilikle yerine getirilmeli. Aile
kurumunu tehdit eden sapkın akımların önü alınarak aile kurumu güçlendirilmeli.
Eğitim sistemi Batının yoz kültüründen kurtarılıp eğitimde bir öze dönüş süreci
başlatılmalı.
Devletin tüm kurumlarına yayılmış rüşvet, adam kayırma,
ihaleye fesat karıştırma ve benzeri yolsuzluklarla acımasızca mücadele
edilmeli. Partizan anlayış bırakılarak iş ehil insanlara, dindar, dürüst,
çalışkan kadrolara havale edilmeli.
Ülkenin gelir kaynakları bir avuç iş adamının, zenginin,
müteahhidin servetine servet katmak için değil, maddi durumu düşük geniş halk
kitlelerinin kalkınması ve insanca bir yaşama kavuşması için kullanılmalı. Dışa
bağımlılıktan, emperyalist güçlere pazar olmaktan kurtulmak; halkın temel
ihtiyaçlarına, özellikle gıda ürünlerine rahat ve ucuz bir şekilde kavuşmasını
sağlamak için başta tarım ve hayvancılık olmak üzere her alanda yerli üretim politikası
hayata geçirilmeli…
Ve en önemlisi Batının kültürel saldırısını geri püskürtmek
için bir karşı kültürel seferberlik başlatılmalı.
Bu mücadelede en önemli görev hiç kuşkusuz hür kadrolara düşmektedir. Hür kadrolar, milletvekilinden dağdaki çobanına kadar bu tarihi fırsatı cana minnet bilmeli, kolları sıvayarak, kınayanın kınamasından korkmadan bu halkı dini ile barıştırmak, ülkeyi maddi ve manevi olarak düze çıkarmak için büyük bir gayretin içine girmelidir.