Yıllardır gençlerle sohbetlerimizde heyecanımızın rotasını; aktif olmak, proaktif olmak ve creative(kreatif) olmak diye özetlemiştik. Mayıs ayının sonlarında bol bol gençlik muhabbeti yapınca bu üç husus tekrar soruldu.
Aktif olmak zaten doğrudan anlaşılıyor. Ve gençlik de tam bunun dönemi. Bütün putların kırıldığını ve baltanın da büyük putun boynuna asılı olduğunu gördüklerinde ne demişlerdi: "Kendisine İbrahim denilen bir gencin bunları diline doladığını duyduk" (Enbiya 60)
Bu, rasgele gelişen fevri bir galeyana gelme hali değil.
Bu, yaşıtlarının deli doluluğuna hiç benzemeyen bir aksiyon.
Bu, bilince eşlik eden şecaatle yapılmış belki de tarihin ilk tevhidi hücumu.
Vakti, yeri, şekli, araçları iyi planlanmış, hedefi net ve sosyal sonuçları gözetilmiş müthiş bir eylem.
Hem İbrahim adındaki bu genç, buna son dakika da karar vermemiş, önce bu putların yıkılıp gitmesi gerektiğini herkese duyuracak kadar anlatmış, tebliğ etmiş.
Ve diğer örnekler. Mesela zalim kralın önünde kıyam edip Hakkı haykıran yiğitleri ayet-i kerime şöyle vasfetti: “Onlar Rabblerine iman etmiş gençlerdi. Biz de hidayetlerini artırmıştık.” (Kehf 13)
Hangi aktifliğin makbul olduğunu yine Kur’an bize haber veriyor: “Firavun ve adamlarının kendilerine kötülük etmeleri korkusuyla, kavminden Musa'ya, bir genç takımdan başka iman eden olmadı.” (Yunus 83)
Musab(ra) gibi, Ammar(ra) gibi, Ali(ra) gibi, Muaz(ra) gibi Sahabi Efendilerimizin neredeyse hepsinin genç yaşta imana koşmaları dinamizmin ne adına olması gerektiğine işaret ediyor.
Bugün İslam davasında kendisine verilen görevin aktifi olan müslüman gençler, Filistin’de direnişleriyle adeta Hayber kalesinin kapısını yerinden koparıp atan Haydar-ı Kerrarın ruhunu bugüne geri getirdiler.
Şimdi tüm küresel zalimleri tir tir titreten şey, bu gençlerin sahadaki muazzam sa’y ve gayretleridir.

Ve geçmişte olduğu gibi bugün de dünyanın mevcut vaziyeti, takvanın ve cihadın aktifi olan gençlerin eliyle değişecek, bunda şüphe yoktur.
Proaktif olmak; aktifliğin biraz daha ileri seviyesi.
Yürüdüğü çizgide levhaların kaybolduğunu gördüğünde buna asla takılmadan o levhaların yerini tahmin edip yoluna devam etmek. Ve bunu yaparken Kuran ve Sünnete dayanmak. Feraset, basiret, ilim ve edebe dayanmak. Öncü alim ve liderlerden aklında kalan tavsiyelere dayanmak.
Evvel zaman içinde hoş bir kanaat vardı. Bir köyde bir kardeşimiz varsa o köy bizimdir denirdi. Sonra bir ilçede bir kardeşimiz varsa o ilçe bizimdir dendi. Sonra bu il oldu hatta biraz mübalağa ve latife ile bir ülkede bir kardeşimiz varsa o ülke bizimdir bile dedik.
Ve bir kardeşimiz proaktifliği ile buna misal oldu. Bundan on yıl önce Nisan ayı geldiği zaman her noktada Kutlu Doğum Mevlid Etkinlikleri yapılıyordu.
Atina’da işçi olarak çalışırken bir kardeşimiz de kimse kendisine öyle bir şey yap demediği halde düşünüyor ve çevresinde tanıdığı tanımadığı kimseleri davet ederek güzel bir salon programı yapıyor.
Bir çok yerde öyle proaktif müslümanlar var ki, kendilerine bulundukları noktada ne yapacaklarına dair hiçbir direktif ulaşmadığı halde, İslami davet ve mücadelede gayet düzenli, disiplinli ve verimli çalışıyorlar.
Elhamdülillah enaniyet asrında aktif ve proaktif gençlerin niteliği her geçen gün daha da bereketleniyor.
Gelecek yazımızda da Kreatif Gençlik diyelim inşallah.