Ey Kürd’ün, Türk’ün, Arab’ın paylaşamadığı Kudüs fatihi
Selahattin! Ey adı ve sanıyla övündüğümüz Kudüs fatihi, müsterih ol! Ümmet
Kudüs üzerine hiçbir zaman bu kadar güçlü ittifak etmemiştir. Komutanlarımız,
lider ve yöneticilerimiz hiç bu kadar tek yürek tek ses olmamışlar. Hatta tek
yürekte sessiz soluksuz olmuşlar. Körlükte ve sağırlıkta vahdet etmişler.
Yekvücut olmuşlar.
Kudüs zaten düşeli çok zaman oldu. Gazze’ye dünyanın bütün
çakalları üşüşmüş. Belgeselde izlemiştim, bir başına 30-40 çakal ile
savaşıyordu bir tek aslan. Çakallar dört bir tarafından onu yorup düşünceye
değin saldırıyorlardı. Bir hamlesiyle onlarcasını savuruyordu ancak diğerleri
diğer taraftan saldırıp orasını burasını ısırıp kaçıyorlardı. Uzun bir
mücadeleden sonra aslanın takati tükendi ve “düşmek” üzereydi ki bir başka
aslanın kükreyerek serabı yara yara, bütün heybetiyle yardıma koştuğu kadraja
yansıdı. Hamza’nın, Kâbe’de eziyete uğrayan Müslümanların yardımına atı
üzerindeki gelişi gibiydi. Onlarca çakal bir anda sıvışıp kaçıştı. Sarılıp
koklaşmaları yürek ısıtan cinstendi.
Gazze aslanına bir tek aslan yetecek ama yok, Selahaddin
yok. Aslan diye yıllar yılı besleyip yelelerini uzattıklarımız ya beygir çıktı
ya da karga. Her nedense bütün sermayeyi merkebe yüklemişiz Selahattin. İttifak
dediysek, vahdet dediysek Gazze’yi kollamak için değil israil’i beslemek
üzeredir ittifakları bilesin.
Elbette Müslüman halklar hatta Müslüman olmayan halklar
Gazze için ayaktadırlar. Ancak dünya sistemi bize başsız halkların hiçbir
kıymet-i harbiyelerinin olmadığını da gösterdi. Halkın binbir emekle uyguladığı
boykotu, Antalya Limanından israil’e kalkan bir gemi çöp ediyor. Başta Müslüman
ülke yönetimleri olmak üzere dünya sisteminin Siyonizm’le ne kadar derin bir
iltisak ve irtibat sahibi olduğunu gördük. Aslında Kudüs’ten önce Kahire,
Bağdat, Şam, İstanbul, Mekke, Medine ve diğer başkentlerimizin düşmüş olduğunu
ve sadece bir düş görmüş olduğumuzu gördük. Bir iki başkentin çabasını da
mezhep körlüğüyle bir “çapanoğlu” vardır diye zinhar dışlamış durumdayız.
Sevinçlerimiz kursağımızda kaldı. Umutlarımızı yele verdik.
On yıllardır meğer Siyonist çeteye hizmet ediyormuşuz. Travma yaşıyoruz. Yemek
yemekten çocuklarımızı sevmekten utanır olduk. Hiçbir lezzet haz vermiyor. En
kötüsü; alışıyoruz. Savaşın başında resmi okuyamayıp zafer naraları atanlarımız
neredeler.
Gazze düşmüştür kardeşlerim ve işgalciler yerleşimci adı
altında ev yapmaya başladılar bile. Sina’da tampon bölgenin inşası tüm hızıyla
devam ediyor. Açlık ve katliam o kadar büyüyecek ki başta ABD olmak üzere
Gazzelileri alıp ülkesine götürenler vahşetlerine bir merhamet elbisesi
giydirmiş olacaklar. Ve bilin ki biz de alışacağız. Sonra israil ilhak ettiği
Gazze’yi inşa için yüz milyarlarca dolar gerici Arap rejimlerinden ve Batı’dan
alacak. Ve on yıllarca Müslümanlar direnç gösterme kapasitelerini yitirmiş
olacaklar.
İsrail, “Filistin diye bir halk ve devlet olmayacak” diye
bir kararı daha dün sözde meclislerinden çıkardı. Bugüne kadar geri adım
attığını gördünüz mü?
Ya bir aslan, serabı yara yara çıkıverecek ya da “vadedilmiş
toprakları” adım adım kaybedeceğiz. Varsa içimizde olduğuna inandığımız bir
aslan, Allah için hep birlikte uyandıralım değilse Allah için beygirlere aslan
muamelesi yapmayalım.