Günümüzde
yaşadığımız en önemli sorunlardan birisi de temizlik, çevre sorunu ve bu konuda
olan duyarsızlığımızdır. Bu sorun karşısında İslam’dan uzak kişilerin duyarsız
olmasını anlayabiliriz de, lakin İslam’a iman etmiş ve İslam’ı yaşamayı şiar
edinmiş kişilerin duyarsızlığını anlamak ve anlayışla karşılamak mümkün
değildir.
İslam’ın
emri olan başta namaz olmak üzere bütün ibadetlerin en önemli şartı temizliktir.
Bütün Hadis ve fıkıh kitaplarının ilk bölümü “Kitab’ut-Taharet” (Temizlik
kitabı) olarak düzenlenmiştir. Çünkü temizlik yani taharet olmadan hiçbir
ibadet yapılamaz.
Gerek
Kur’an ayetleri, gerekse Peygamber efendimizin (S.A.V.)’in sünnet ve
uygulamaları bu konuda bizlere yol göstermişken, günümüz Müslümanlarının bu
kadar ilgisiz ve duyarsız olmalarına bir anlam vermek mümkün değildir. Müslüman
memleketinde herkesin temizliğe ve çevreye o kadar dikkatli olması gerekir ki,
belediyeler ve devlet kurumlarının “temizlik elemanı” ve ayrı kurum ihdas
etmesine gerek yoktur. Lakin bizler o kadar İslam’dan ve İslam ahlakından
uzaklaşmışız ki, temizlik elemanları ve kurumlar bile kirlettiğimiz şehri
temizleyemiyor. Herkes evini, işyerini ve kapısının önünü temiz tutarsa,
çöplerini yere atmazsa, şehir temiz kalır. Bin kişinin kirlettiğini bir kişi
temizleyemez. Önüne gelen izmaritini, peçetesini, sigara paketini ve muhtelif
çöplerini çöp kutusu yerine rastgele yere atarsa, o mahalle veya şehir temiz
kalır mı? Sadece bunlar değil; rast gele yere tükürmekten, sümkürmeye kadar
iğrenç davranışlarda bulunanlar oluyor. Bazen gözlemliyorum; Temizlik işçisi
özellikle esnafın yoğun olduğu yerleri akşama kadar durmadan temizliyor ancak
sırtını dönünce aynı yere tekrar çöp atıldığını görüyor. Adeta, ‘sokaklar değil
de çöp kutusu temiz kalsın’ diyorlar. Bu kadar duyarsızlık ve vicdansızlık olur
mu? İşin garibi bu davranışta bulunan insanlar sıra konuşmaya gelince Avrupa’yı
veya batı illerini örnek gösterip, “Orada kimse yere izmarit atmaz, kimse yere
çöp atmaz… Vs.” diyerek oraları övmeye ve kutsamaya başlarlar. Bu yetmezmiş
gibi, kendilerinin de orada yere çöp atmadıklarını söylerler. ALLAH (CC)
akıl-fikir versin…
Camilerimizde
de zaman zaman aynı duyarsızlığa şahid oluyoruz. Camiye ibadet için giden müminler, ibadet
ettikleri camileri temiz tutmalı ve temizlik kurallarına uymalıdırlar. Cami
cemaati; camia adabı ve başkasını rahatsız etmeme adına temizlik ve kötü koku
konusunda azami derecede hassas olmalıdır.
Hz.
Peygamberin (S.A.V.) 23 yıllık Risâlet sürecinde temizlikle ilgili çeşitli
âyetler nazil olmuş ve temizlik ALLAH sevgisinin bir ölçüsü olarak kabul
edilmiştir: “…ALLAH tevbe edenleri de
sever, temizlenenleri de sever.” -El Bakara: 222 ve Tevbe: 108- Ayetleri
gibi…
Peygamber
efendimiz de: “Bana, iyisiyle kötüsüyle ümmetimin amelleri
gösterildi. İyiliklerinin arasında, eziyet veren şeyin yoldan kaldırılmasını da
gördüm. Kötü amelleri arasında, mescidin içerisine tükürüp onu temizlememeyi de
gördüm.”(Müslim, Mesâcid, 58) buyurmuştur.
Yoldan
geçen insan ve hayvanların zarar görmemesi için yoldaki taşı kaldırmayı sevap
sayan aziz dinimiz İslam’ın zarafeti nerede? Lüks içinde yaşamasına rağmen nezaket,
zarafet ve ahlaki değerlerden yoksun insanlarımız nerede?
Tek
kurtuluşumuz olan İslam ahlakının ve Peygamber efendimizin (S.A.V.) bizlere
öğrettiği taharet, nezafet, zarafet ve nezaketi esas alırsak, maddi ve manevi
açıdan tertemiz bir dünya ve mutlu bir toplum olmayı başarabiliriz…
Selam
ve dua ile…