Ümmet olarak çok zor dönemlerden geçiyoruz. Ümmet
coğrafyasının her tarafında dünya siyonizmi ve batılı emperyalistlerin
zamanında ektikleri derin ayrılıklar ve iç ihtilaflar, kukla yönetimler ve dış
saldırılar sebebiyle kendimize gelemiyoruz.
Mutlak kötülüğün kaynağı asrımızın deccali siyonizm ve
büyük şeytan ABD’nin başını çektiği emperyalist ülkelerin Filistin başta olmak
üzere İslam coğrafyasına fiili, kültürel ve ticari emperyalizm ve devşirdikleri
“etki ajanları” marifetiyle her koldan ümmete ve aziz dinimiz İslam’ı ortadan
kaldırmaya veya en azından etkisizleştirme saldırı ve planları tıkır tıkır
işliyor.
İslam ülkelerinin yönetimleri ve uluslararası
kurumlarını ya ele geçirdiler veya “sert güç”, “yumuşak güç” ve “Akıllı güç”
stratejileriyle tek tek indirdiler. Dikkat edin israil terör örgütü (İTÖ)’nün
etrafında ona “tehdit” oluşturabilecek ülke bırakmadıkları gibi getirdikleri
kukla yönetimlerle, kendi halkını konu Kudüs davası, Filistin davası ve Gazze
olduğunda baskıyla kontrol etmelerini sağladılar. Geriye kalan birkaç İslam
ülkesi de cesaret göstermedikleri gibi, bir araya gelip güç birliği oluşturmayı
da göze alamıyorlar. Aksa Tufanı Harekatı’nın yapıldığı günden beri “Neden bir
şey yapılmıyor?” diye aylardır içimiz kan ağlayarak bunu düşünüp soruyoruz
lakin bir sonuca varamıyoruz. Maalesef bu açıdan bakıldığında durum hiç iç
açıcı görünmüyor.
Geçen yazıda İTÖ ve ABD’nin barıştan bahsettiklerinde
bunun ardından mutlaka savaş ve katliam geleceğini ve bu oyunları görmemiz
gerektiğini yazmıştım. Daha yazımızın mürekkebi kurumadan Gazze Şeridi’nin orta
kesiminde yer alan Nuseyrat Mülteci kampına ‘esirleri kurtarma’ bahanesiyle en
aşağılık yöntemlerle yüzlerce sivili katlettiler ve bine yakın sivili de ağır
şekilde yaraladılar. Görüntüler insanlığın tahammül edemeyeceği şekilde vahşi
ve barbarca olmasına rağmen ölenler Müslüman olunca ses çıkaran yok. Aşağılık
İTÖ ve ABD teröristleri katliam için yardım TIR’ları kamuflajı ile kampa
giriyor. Bir kısmı da kılık değiştirerek yardıma muhtaç ve yerinden edilmiş
siviller gibi davranıp halkın arasına sızıyor ve sonra katliamı
gerçekleştiriyorlar. Bu aşağılık domuz karakterli teröristler daha önce de aynı
taktikle hastaneye sızıp infaz gerçekleştirmişlerdi. Siyonizm mutlak kötülüktür
ve insanlığın başına gelmiş en büyük musibet ve beladır. Bundan dolayı bunlar,
akla hayale gelmeyecek her türlü vahşet ve kötülüğü sapkın ideolojileri uğruna
kendi halkına karşı bile uygularlar. Siyonizm batıl ve kötülüğün kaynağı
deccal’in günümüz temsilcisidir. Mutlak kötülük siyonizme karşı ‘mutlak iyilik
hareketi’ başlatarak siyonizmin kökünü kurutmalıyız.
İşin bir de başka boyutu daha var. ABD’nin, sözde
“Gazze’ye yardım ulaşsın” diye dünyayı aldatmak için kurduğu bir liman vardı. O
limandan hareket eden ABD askerleri İTÖ ile birlikte bu katliama imza attılar.
İlk günden beri yaşanan bütün insanlık suçları, savaş suçları ve soykırımdan
ABD yönetimi birebir sorumludur.
Dikkatimizi celbeden bir başka konu da şudur ki; Batı
ülkeleri halklarında sivillere, çocuklara ve kadınlara yönelik yapılan vahşi
katliamlar karşısında oluşan duyarlılık nedense İslam ülkelerinde daha cılız
kalıyor. Yasaklama, tutuklamalar ve kariyerlerinin ellerinden alınmasına rağmen
vicdanlarının sesine kulak veren batı toplumu sürekli nümayiş halinde iken ve
büyük protestolar yaparken, Yemen hariç İslam ülkelerinde neden bu duyarlılık
yok? Vicdanları onları harekete geçirirken neden bizim imanımız bizi harekete
geçiremiyor? Hadi vicdanımız köreldi ya imanımıza ne oldu? Kendimize gelip iman
ve vicdanımızın gereğini yapmazsak iman sancağına layık olmadığımızdan ALLAH
(Celle Celaluhu) bu sancağı hakkıyla taşıyacak nesiller yaratacaktır. Vesselam…