Seçim tarihi
yaklaştıkça siyasi gündemin yoğunluğu da artmaktadır. Millet İttifakının 'aday
belirleme belirsizliği' sürerken, onlara oy vermeyi düşünen inanların da
ümitleri iyice kırılmış gözükmektedir. Zira aday belirleme kararsızlığı, derin
fikir ayrılığı görüntüsüne dönüşmüş durumdadır. Bu fikir ayrılığı artık kendi
tabanları tarafından da yüksek sesle dile getirilmektedir.
Millet
ittifakı, 10. kez bir araya geldi ve 9 saat süren bir toplantı gerçekleştirdi.
Yine bir aday belirleme kararı çıkmadı. 11. kez bir araya gelme kararını ancak
verebildikleri bu son toplantıda, 'güçlü iş birliği' vurgusu ise dağılma
emarelerini veren masanın görüntüsünü perdeleme çaresizliğine benzemektedir.
Milletin beklentisini karşılayamayan bu tür toplantıların, laf kalabalıklarıyla
milleti etkileyemeyeceği ve bu yaklaşımlarıyla kararsız seçmenleri de büsbütün
ellerinden kaçırdıkları anlaşılmaktadır.
İBB
başkanıyla ilgili son mahkeme kararı da can simidi olmaya yetmedi. Zira
birbirine benzemez altı partinin, kendi öncelikleri ve aday belirlemede daha
yetkili olma noktasındaki üstenci bakış açıları, belirsizliğin daha da ötesine
işaret etmektedir. Kazanacak aday söylemi, birilerinin hayallerini baltalarken;
başka birilerinin heveslerini daha da bilemektedir. Tam da burada 'siyasi
belirsizlik'in siyasi bir çatlağa dönüşmüş olduğu anlaşılmaktadır.
Kandil'deki
'haremağasının' emirler yağdırarak, sürece dâhil olması, çatlağı onarmaya
yetecek mi? bilmiyoruz. Onların beklenti ve isteklerine bakıldığında, bu
çatlağın pek de giderilebileceğini sanmıyorum. Zira ellerindeki yapılması
gerekenlerin listesiyle, diğer 'benzemezlerin' listeleri ciddi anlamda
çakışmakta, öncelikleri ve beklentileri büyük aykırılıklar barındırmaktadır.
Belki de tek ortak noktaları ‘mevcut Cumhurbaşkanı gitsin, gerisi ne olursa
olsun’ yaklaşımıdır.
Cumhur
İttifakının, son yaklaşım ve uygulamaları ise halkın teveccühünü kazanmışa
benziyor. Asgari ücret ve EYT gelişmesi ciddi bir memnuniyete dönüşürken; kamu
çalışanlarına yapılan zam, beklentilerin altında kalmasına karşılık, içteki ve
dıştaki ekonomik krizler baz alındığında, kerhen yeterli olduğu
kabullenilmektedir. Ancak piyasa şartlarının biraz durgunlaşmasının sağlanması
ve tüm ücret artışlarının, çalışanların cebinde kalmasının sağlanması daha
büyük bir önem arz etmektedir.
Cumhur
İttifakının ağır aksak da olsa bir düzeni ve kararlılığı ortaya koyması
karşısında; Millet İttifakının daha bir aday belirleme kabiliyetini dahi ortaya
koyamaması ibrenin ciddi anlamda Cumhur İttifakına yöneldiğini göstermektedir.
Bu yönelmenin hızlanması ve bir başarıya dönüşmesinde elbette bundan sonra
uygulanacak politikalar çok etkili olacaktır. Halkın cebini rahatlatacak ve
geçimini daha da kolaylaştıracak adımlar, bu süreçte daha anlamlı hale
gelecektir.
Netice
itibariyle belirsizlik insanları tedirgin etmektedir. Hele çaresizlik
görüntüsünün halkın dikkatinden saklanması mümkün değildir. Halkın tamamının
güven ve istikrarı istediği, geleceğe daha emin adımlarla yürümek istediği ve
bunu sağlayacak kişi ve kadroları yönetimde görmek arzusunda olduğunu unutmamak
gerekir. Bu görüntüyü veren, gelecekte belirsizlik ve endişeye mahal vermeyecek
olan kişi her zaman öncelikli tercih edilir.