Gazze cihadının sözcüsü ama gerçekte ümmete sözcülük yaptı. On milyonlarca nüfusu hatta yüz milyonlarca nüfusu olan Müslüman ülkelerin siyonist yahudi çetelerine ve batı küfür cephesine karşı söylemeyi hayal dahi edemediği sözleri, Müslüman onuruna yakışır bir şekilde söyleyen ve Müslümanların gerçek anlamda sözcülüğünü yapan kahramandır.
Sözcüsü bu kadar izzet sahibi bir kahraman ise mensubu olduğu KASSAM TUGAYLARININ komutanları, mücahidleri, planlamacılarını varın siz hesap edin. 23 ayını geride bırakan Gazze cihadı; ABD ve diğer batılı küfür cephesinin sınırsız desteğine ve siyonist işgal çetesinin akıl almaz vahşetlerine rağmen büyük bir kararlılıkla düşmana karşı cihadlarını sürdürmektedirler.
7 Ekim Gazze cihadı başladıktan hemen sonra Ebu Ubeyde şu açıklamayı yapmıştı: “Zulüm karşısında gösterdiğiniz sabır, metanet ve direnişinizden dolayı size selam olsun. Şehitlerimizin, masum evlatlarımızın ve mazlum halkımızın ruhları şad olsun.” Filistin halkının, bu mücadele esnasındaki duruşunu, azmini ve asla vatanlarını savunmaktan geri durmayacaklarını bütün insanlara duyurdu.
Mücadele devam ederken şehid edilen liderleri için: “Biz Allah’ın iradesiyle mücadele ediyoruz. Direniş, liderlerinin şehid olmasıyla sona ermeyecek” şeklinde bu cihadın liderler ile sınırlı olmadığını ve Müslüman Filistin halkının son ferdine kadar vatanlarını ve namuslarını, işgalci yahudi çetelerine karşı koruyacaklarını ve bundan asla vazgeçmeyeceklerini ilan etmekteydi.
İslam ülke liderlerini uyararak kendilerine çekidüzen vermelerini tavsiye ederken: “İslam dünyasının korkak liderleri Gazze’de ölenler için üzgün olduklarını söylüyorlar. Siz onlara üzülmeyin onlar şehid oldu. Siz kendi halinize üzülün.” diye açıkça uyarıda bulundu. Bütün dünya halkları yapılanlar karşısında zaten üzülüyor, çareler bulmaya çalışıyor. Ama siz liderler, bir şeyler yapmalısınız. Fakat bu çağrılara ümmet liderlerinden hiç karşılık verilmedi.
Daha sonra İslam dünyasındaki savrulmayı ve liderlerin siyonist işgal çetesine korkakça teslimiyetlerini şöyle ifade etmişti: “Müslüman bir halkı soykırımla yok eden düşmanla ilişkileri kesmek, asırlardır dünyaya hükmetmiş bir ümmet için hayal haline geldi.” Müslümanların, Müslümancı yaşayıp, Müslümancı kararlar aldıkları dönemdeki izzet ve şereflerine atıf yaparak, günümüzdeki zilletin acı gerçeğini hepimizin yüzüne vurdu.
Müslüman halklar için de dehşet derecede bir uyarıda bulunarak: “ Ey Haremeyn’de ibadet eden! Eğer bizi görseydiniz ibadetle oyun oynadığınızı anlardınız. Senin yüzün gözyaşı ile boyanırken bizim boyunlarımız kanlarımızla ıslanıyor.” sözleriyle, yaşadıkları acı gerçeği, iki milyarlık İslam âlemi içerisindeki yalnızlık ve kimsesizliklerini, sözde ibadete dalanların; kardeşleri yokluk ve açlık içerisinde cihad ederken onları göremeyecek kadar kör ve sağır kesilmelerini çok hüzünlü bir şekilde dile getiriyordu.
“Modern çağın en cesur özgürlük mücadelesi verirlerken” yalnız ve yardımsız bırakılmasına değil, artık çocukların açlıktan ölmesi karşısında şöyle seslenmişti: “Ey İslam liderleri! Sizler Allah’ın huzurunda bizim hasımlarımızsınız.” şeklinde açlıktan ölen bebeklerin görüntüleri karşısında dahi harekete geçemeyecek kadar siyonizme teslim olmuş sözde liderlerle, Allah’ın huzurunda düşman olarak hesaplaşacaklarını haklı olarak dile getiriyordu.
Evet, Ebu Ubeyde bir maske taktı ve ortaya çıktı, Müslümanlardan hiçbir kimse onun gerçek yüzünü sorma gereği duymadan ümmetin gerçek sözcüsü olarak kabul etti. Ancak bu maskeli mücahid ortaya çıktıktan sonra birçok maskeyi düşürdü. Bugüne kadar saklanmış ne kadar çirkin, kara, korkak ve hain yüz varsa hepsi ortaya çıktı.