“Nefsim kudret elinde olana yemin olsun ki; ben sizden birinize evladından, babasından ve tüm insanlardan daha sevgili olmadığım müddetçe iman etmiş olmaz.” (Buhari, Kitabu’l-İman)

Bu sevdayı ölçecek tek şey yaşantımızdır. Ona olan ittibamız ve muhabbetimizdir. Bunu bugün İstanbul Bağcılar Meydanı’nda haykıran sevdalıları, aynı zamanda Adana ve Van’da da aynı saatlerde haykırıyorlar. Tıpkı Batman, Diyarbakır ve Cizre’de haykırdıkları gibi…

Peki, onu seven sahabesiyle bu muhabbet tablolarını nasıl biliyoruz, bakalım mı?

*

Bir sevdalısı, huzur-u Nebide:

“Ya Resulallah” der mahcup ve melül. “Kıyamet ne zaman?”

“Kıyamet için hazırlığın nedir?”

Ben Allah’ı ve Resulünü seviyorum. Başka bir hazırlığım yok.”

Tebessümü sözlerine yayılır Habibullah’ın:

“Sen, sevdiğinle berabersin.”

*

“Biz Neccar oğullarının kızlarıyız.

Muhammed’in komşuluğu ne güzeldir.”

Başını kaldırıp muhabbet kokan Neccaroğullarının küçük kızlarına tebessümle sordu:

“Beni seviyor musunuz?”

“Evet, seni seviyoruz ya Resulallah!”

“Allah biliyor ki ben de sizi seviyorum. Vallahi ben de sizi seviyorum.”

*

Uhud dönüşü bir bayan sesi:

“Nerede Resûlullah, ne yapıyor, nasıldır?”

“O iyidir. Allah'a hamd olsun senin istediğin gibidir. “

“O'nu bana gösteriniz, O'na bir bakayım. “

Muhabbet-i Muhammed gönlüne işlemiş bir mümine Hz. Sümeyra. Görünce Habibullahı:

“Sen,” dedi. “Sen sağ olduktan sonra, her musibet bizim için değersizdir.”

*

Zeyd b. Desinne birazdan şehid edilecek. Ebu Süfyan yaklaşır:

“Ey Zeyd! Yerinde Muhammed’in bulunmasını, sen de ailenle olmayı ister miydin?”

Dudaklardan dökülen cevap bir sevgi örneği, bir kelam-ı muhabbet, bir aşıkın maşukuna ilan-ı aşkıydı.

“Vallahi değil yerimde olması, ayağına bir diken bile batmasına gönlüm razı olmaz.”

İşte muhabbet… Sevgili yolunda can feda gerek elbet. Âşık; maşuku düşünen muhabbet eri, muhabbet sevdalısıdır.

*

Urve bin Mesut, Hudeybiye dönüşü müşriklere anlatıyor:

“Vaktiyle birçok hükümdarın huzuruna elçi olarak çıktım. Yemin ederim ki hiçbirinde Muhammed’e ashabının gösterdiği hürmet ve bağlılık/sadakatı görmedim. Kolaylıkla dağılacak bir topluluk değiller.

Muhammed’in ashabından herhangi biri konuşacağı zaman, O’ndan izin istemekte, kendisine izin verilirse konuşmakta, verilmezse susmaktadır.

Vallahi aksırır, öksürürken; tükürüğü sıçrasa, ashabı hemen onu yüzlerine gözlerine sürüyorlar.

Başından bir kıl parçası düşse, hemen alıp saklıyorlar.

Bir şey buyurduğu yahut işaret ettiğinde yerine getirmek için üşüşüyorlar.

Abdest alsa suyunu, birbiriyle savaşırcasına kapışıyorlar.

Yanında konuşurken seslerini yükseltmiyor, kısıyorlar.

Ona besledikleri derin muhabbetten dolayı yüzüne dikkatle bakmıyor gözlerini önlerine eğiyorlar.”

*

Ve bir âşık daha… Adı Vasila b. Eska… Yine bir sabah namazı Habibullahla göz göze.

“Sen kimsin?”

“Vasila b. Eska.”

“Niçin geldin, ihtiyacın nedir?”

“Allah’a ve sana iman ve biat için.”

“Bunu yapmaya gücün yeter mi?”

“Evet.”

“Öyleyse benim sevdiğim şeyi sen de sevmek, sevmediğimi de sevmemek üzere biat et.”

Ve Vasila biat etti Habibullah’a muhabbet üzere, aşk üzere.

*

Muhammedun beşerun la kelbeşer

Bel huve kelyakutu beynel hacer

Muhammed(s.a.v) bir beşerdir, lakin herhangi bir insan gibi değildir

Bilakis O, taşlar arasında Yakut gibi (kıymetli)dir.

*

Muhabbetten Muhammed oldu hâsıl

Muhammed’siz Muhabbetten ne hâsıl.

Muhabbetle…