Dünya üzerinde herhalde hiç
bu dönemdeki kadar örtünmeye karşı düşmanlık olmamıştır.
Beden teşhirciliğinin bir
değer olarak kabul edildiği döneme rastlanmamıştır.
Batılı Ülkelerde her dönem
Müslüman kadınlar, kamusal alanda giyimlerine dair herhangi bir kısıtlamaya ya
da yasağa maruz bırakılıyor. Tabi içimizdeki Batıcıların eline bir fırsat geçse
Batıyı kıskandıracak kadar büyük cürümlere imza atacaklarını da söylemeden
geçmek haksızlık olur.
Dünyaya insan haklarının
pazarlandığı Fransa'da geçtiğimiz günlerde Eğitim Bakanı tarafından Müslüman
kadınların giydiği kıyafet olan 'abaya ve entari' tarzı elbiselerin okullarda
giyilmesine izin verilmeyeceğine dair bir açıklama yapıldı. Bu zorbalıklar
nereye evrilir bilinmez ama Batı zihniyetinin örtülü bedene düşman olduğu
kesin.
Halbuki bedeni örtmek
insanlık tarihi boyunca tüm toplumlarda insana saygınlık kazandıran bir değer
olarak kabul görmüş. Toplumların elit, yönetici tabakası en fazla örtünen kesim
iken, bedeni teşhir etmek aşağı tabakaya mensup olmanın belirtisi olarak kabul
edilmiş ve kınanmış.
Son yüzyıla kadar
Yahudi ve Hristiyan kadınları Müslüman kadınlar gibi bedenini örtmüş. Örtülü
olmak medenileşmenin, şehirleşmenin, kültürleşmenin göstergesi olarak görülmüş.
Sanayileşme, reform, rönesans
gibi gelişmelerle Batı, dini devre dışı bırakınca bedeni teşhir etmek bir değer
olarak kabul edildi.
Modern bilimin
temsilcilerinden Descartes, Newton, Bacon gibileri düğmeye bastı ve insanın
bedeninin de tabiatın da kendi kendine çalışan bir makine olduğu savını ileri
sürdü.
Yer çekimi, dünyanın güneşin
etrafında dönmesi gibi keşifler Batıda tabiatın da insanın da Tanrının kutsal
birer emaneti olduğu anlayışını yerle bir etti. Artık yeryüzünün tanrısı olarak
kabul edilen insan, dinlerin sözde zincirlerinden kurtuldu, fakat heva ve
hevesin yörüngesindeki aklın emrine girdi. Daha önce asıl olan 'iyi ve doğru'
iken, sonrasında 'fayda ve çıkar' oldu.
Bedenin mülk olarak kabul
edilmesiyle birlikte yeni sömürü alanı olarak beden seçildi. "Özgürlük,
moda, benlik, kimlik" gibi vurgularla insan bedeni teşhire yönlendirildi.
Çıplaklık kutsandı. Güzellik yarışmalarıyla, moda defileleriyle, film, sinema
ve reklamlar aracılığıyla tüm toplumlara örtüsüzlük empoze edildi.
Geldiğimiz noktada örtülü
bedenler dışlanırken, teşhircilik özgürlüğün simgesi olarak pazarlanıyor.
Halbuki son iki yüzyıla kadar
kadını insan olarak dahi kabul etmediği için tüm insani haklardan mahrum
bırakan Batı zihniyetinin yeni sömürge alanı kadının bedeni. Daha önce onu köle
olarak kullanan, hayvan pazarlarında satan bu zihniyet, bedenini teşhire teşvik
ederek, onu bir haz malzemesi haline getiriyor. Kadınlığını, cazibesini bir
dürtü malzemesi olarak kullanıp üzerinden kar elde ediyor.
Kadının beden teşhiri
üzerinden ya bir ürün pazarlanıyor ya bir TV programının izleyici kitlesi
arttırılmaya çalışılıyor ya bir yaşam biçimi topluma dayatılıyor ya bir firma
ticari işlerini yürütüyor ya da gözlerin hazzına sunulan bedenler üzerinden
ahlaksızlık yayılmaya çalışılıyor.
Piyasaya sürülen belli
ölçülerde, belli özelliklere sahip kadın bedenleri üzerinden, tüm kadınların
kendisini çirkin hissetmesi için bir kirli algı yürütülüyor. O standartlara
uymaya çalışan kadınlar kozmetik kullanma, estetik olma, moda adıyla üretilen
her şeye talip olma yarışının içinde kendini buluyor.
Bu beden sömürüsüne karşı,
kadının tek direniş kalesi, tek sığınağı, tek kurtuluşu İslam’ın örtünme
hükmüdür. Bu hükme göre beden, Allah’ın emanetidir ve bakışlara sunulmayacak
kadar hürmetli, korunması gereken bir mahremdir.
İslam örtünme emriyle kadını;
İnsanların gözlerine
hitabeden,
Bakışlara odaklı bir hayat
yaşamaktan,
Üzerine seyirci çekme
yarışından,
Kendini bedeninden ibaretmiş
gibi telakki etme ruhsuzluğundan
Herkesleşmekten,
Moda diye pazarlanan ürünleri
alma yarışından,
Kendi tabiatına ters
düşmekten korur.
Küreselcilerin beden
üzerindeki tahakkümlerine özgür bir hayat bahşeder.
Kadına insan olma onurunu
doya doya yaşatır.
Ne mutlu dünyanın dört bir
yanında örtüsüne sahip çıkan Müslüman kadınlara!
Ne mutlu bedenini Allah’ın bir emaneti olarak görüp sahip çıkanlara!