Son
zamanlarda ülke genelinde çıkan afetlerle uğraşıyoruz. Önceki hafta Rize ve
Artvin'deki sel felaketlerinin yaraları sarılmadan, 38 ilde yaşanan orman
yangınlarının acısını yaşarken, Van ve Hakkâri’de yeniden sel felaketi yaşandı.
Bu acılar yetmezmiş gibi Konya'da yaşanan vahşette 7 kişilik aile katledildi.
Bu yıl yaşanan kuraklık, sıcak hava, mevsimsel nedenler, dikkatsizlik gibi
nedenlere ek olarak bazı bölgelerde sabotaj sonucu çıkan yangınlar söndürülmeye
çalışılıyor. Sabotaj ile ilgili gözaltı ve tutuklamalar oldu.
Ülke olarak
uzun bir süredir Covid-19 salgını sıkıntısı ile boğuşurken, bir taraftan sel
felaketleri, diğer taraftan devasa orman yangınlarının acısı yetmezmiş gibi
Konya’da vahim katliam yaşandı.
Bütün bu acılar yaşanırken yanan her ağaç, gerek insan gerekse hayvan olsun kaybettiğimiz
her can karşısında yüreğimiz kan ağlıyor. Bu acıları hafifletmeye çalışan başta
orman işçileri ve itfaiyeciler olmak üzere ülkenin dört bir yanından yangın
bölgesine giden tüm ekiplere herkesin sahip çıkıp yardımcı olması gerekirken tartışmaları,
çalışmaları baltalamaya yönelik açıklama ve algı operasyonlarını ibretle
izliyoruz.
Bizler
yangın ve sel bölgelerinden uzak olmamız hasebiyle yaşananları gözyaşlarıyla
izleyip dua ediyoruz. Sel ve yangın söndürme çalışmalarında yardım etmek varken,
gecesini gündüze katan fedakâr orman işçileri, itfaiyeciler, resmi kurum ve STK
çalışanlarının moral ve motivasyonunu bozacak şekilde dezenformasyon ve algı
operasyonlarının esiri olanlar; kendinize gelin! Yeter artık. Destek olmuyorsanız,
bari sessiz kalıp köstek olmayın.
Yangın ve sel felaketleri karşısında yapılanlarda elbette yanlışlık ve
eksiklikler vardır ve olacaktır. Şimdi bunlarla zaman harcama ve çalışmaları
aksatma lüksümüz yoktur. Şu an iyi niyetli olan, memleketini ve halkını düşünen
herkes yangını söndürme çabası içinde olmalıdır. Cenaze yerdeyken sorunlar
konuşulmaz önce cenaze kaldırılır, taziye sonrası sorunlar konuşulur. Biraz
insan olmayı deneyin.
Felaket sonrası olan sorun ve eksiklikler tabi ki gündeme getirilip bir daha ki
muhtemel felakette bunun önüne geçilmesi sağlanabilir. Ancak bunları yapmayıp
çalışmaları engellemeye matuf çaba içerisinde olmanın iyi niyetle bağdaşır yanı
yoktur. Bunun adı “muhalefet” değil "düşmanlıktır"
Birde medya ve habercilik sorunumuz var. Haberci olay ve sorunlar karşısında
toplumu bilinçlendirme adına ayna görevi yapar. Sorunların çözümüne öncülük
eder. Ne yalakalık, ne de düşmanlık yapar. Olayları toplumu infial, kaos ve kargaşaya
sevk etmeden yapıcı bir üslupla verir. Sorunları, eksiklikleri de çözüm adına
gündeme getirir. Ne yalakalık yapıp sorunların üzerini örter ne de felaket
tellallığına soyunur.
Önceki akşam
orman yangınlarıyla ilgili son bilgileri veren Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli,
"Yangınlarla 16 su atar uçak, 9 İHA, 51 helikopter 805 arazöz ve tanker,
150 iş makinası ve yaklaşık 5 bin 200 personel ile mücadelemizi
sürdürüyoruz." dedi. Pakdemirli, 38 ilde çıkan 163 yangından 152 tanesini
söndürdüklerini ve Muğla, Antalya, Isparta, Uşak, Denizli ve Balıkesir olmak
üzere 6 ilde 11 noktada yangınla mücadele devam ettiklerini ve yurt dışından
gelenlerle amfibik uçak sayısının 3'ten 6'ya, helikopterlerin 45'ten 57'ye
çıktığını, 9 tanker uçağıyla toplam 72 hava aracına ulaşıldığını belirtti.
Son söz
olarak: orman yangını söner, sel, deprem, korona gibi felaketlere çözüm bulunur
bulunmasına, lakin ülkemizde halkına ve değerlerine düşman kesimlerin içlerinde
olan ve yaydıkları fitne ateşi ve fesat yangınına çözüm bulunamaz.
Selam ve dua
ile…