0

            Emperyalist sistemin en büyük özelliklerinden biri de ortaya attığı yalanlara, tüm dünya milletlerini inandırmasıdır. Söz konusu bu işgalci ve sömürücü sistem, hiç kimsenin farkına varmadığı, bir anda komşumuz iki ülkeyi işgal edip önemli topraklarını ele geçirdiği ve kendi “Şeriat Devletini”  kurduğunu iddia eden ve kendilerine “Deaş; ya da İşid” diye isim veren bir oluşumu dünya piyasasına sundu.

            Öncelikle şu soruyu sormak istiyorum;         

Sözünü ettiğim bu oluşum nasıl oluyor da bu kadar kısa bir süre içinde iki ülkeyi işgal ediyor, diğer bazı Avrupa ülkelerinde eylemler yapabiliyor? Yetmezmiş gibi sözüm ona bazı halkı Müslüman olan ülkelere de saldırılarda bulunabiliyor?

            Açıkçası benim anlayamadığım bazı noktalar var, mesela; bu “oluşum”un meydana gelme sürecinde nasıl oluyor da dünyada hiçbir ülkenin haberi olmuyor? Buna hiçbir önlem alınmıyor? Ya da daha net söylemem gerekirse bu “Deaş ya da İşid” bu kadar silahı nereden tedarik ediyor? Bu silahları onlara kim satıyor? Bunlar nerede yatıp kalkıyor? Neler yiyip içiyor? Sözde sahip oldukları alanlardan çıkardıkları söylenen petrolü kendileri mi çıkarıyor? Bu petrolü kimlere ne şekilde pazarlıyorlar?

            Buradan gözden kaçtığını düşündüğüm ve sormak istediğim önemli bir nokta daha vardır: Tüm emperyalist ülkeler güç denemelerini Suriye topraklarında sözde “Deaş veya İşid”e karşı yaparlarken, aynı örgütün Irak topraklarındaki yapılanmalarına karşı neden herhangi bir eylemin içine girmedikleridir.

            Sakın emperyalist ülkelerin Irak’ı da Suriye gibi yıkmaları gerektiğini söylemek istediğim düşüncesine kimse kapılmasın. Zaten Irak’ta yıkılacak yer kalmadı ya, o da işin bir diğer üzüntü veren yanı.

            Ben açıkçası Suriye’de meydana gelen bu güç savaşlarının perde arkasında Türkiye’ye karşı sinsi bir “engelleme” planının yattığını düşünüyorum. Neden mi?

            İster kabul edelim, ister etmeyelim; kim ne derse desin, sömürgeci emperyalistler Türkiye hakkında şöyle düşünüyorlar ama bu düşüncelerini açıkça da dile getiremiyorlar, bu düşüncelerinde haklı olmalarına rağmen büyük bir endişe duymaktalar. Düşünceleri şu:

            Şu anda Türkiye’de iktidarda olan AK Parti, kendi özüne dönüş yapma gayretinde, hem Osmanlı Döneminde egemen oldukları alanlarda tekrar bir birlik kurma, hem de bu birliğe de önderlik yapma. Bu birliğin ileride “Hristiyan Avrupa Birliği” gibi İslami bir birlik oluşturması da söz konusu.

            Emperyalistler şunu çok iyi bilmektedirler ki Türkiye, hiçbir zaman kendi özüne dönme sevdasından asla vazgeçmiş değildir. Hele şu anda ülkeyi yönetenlerin geldikleri medeniyetleri de göz önüne alındığında bu görüş daha bir belirginlik kazanmaktadır.

            Madem durum bu; Türkiye’yi gerçekleştirmek istediği bu gizli emelinden uzaklaştırmak, en azından biraz da olsa sekteye uğratıp yavaşlatmak, ya da gözünü korkutmak için karşısına mutlaka endişe duyacağı bazı durumları çıkarmak lazım.

            Mesele düşürülen Rusya uçağı gibi, içeride terör olaylarını kışkırtmak, dışarı da ise Türkiye’ye karşı olumsuz bir algı geliştirmek gibi. Ama tüm bunlar tutmayacak. Çünkü bu millet, içindeki tüm farklı etnik yapılarla beraber kendi özüne dönüş yoluna koyulmuştur.

            Hemen şunu da belirtmeliyim ki bu milletin aslına, özüne dönüş yapması, bu yolda kararlılık göstermesi; Hindistan’dan Afrika’nın batısına, Kafkasya’dan Balkanlara, Kudüs’ten Doğu Türkistan’a kadar tüm ezilenlerin beklediği büyük bir umuttur.

            Umarım bu umudun gerçekleşmesini görmek bizlere de nasip olur.

 

            Selam ve dua ile.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *