0

 

Mekke “Dünya” müşrik ve müstekbirleri İslam peygamberinden, isteklerini sordular, İslam Peygamberi; sizden sadece bir şey istiyorum…….

Mekke “Dünya” müşrik ve müstekbirleri,

_ Bizden bir değil elli şey iste, senin tüm isteklerini kabul edeceğiz ve böylece aramızdaki bu düşmanlığa bir son vermiş olalım.

_İslam Peygamberi; sizden istediğim şey; sadece “la ilahe illallah” demenizdir. Bu kelimeyi söyleyin, dediğiniz gibi aramızdaki tüm düşmanlıklar son bulsun ve hepimiz gerçekten kardeş olalım; deyince:

            Mekke “Dünya” müşrik devletinin tüm ileri gelenleri ellerini masaya vurarak ayağa kalktılar ve

            _ Bizden hayatta söyleyemeyeceğimiz bir şey istiyorsun, eğer bunu söylersek bizim konumumuz ne olacak? Bize itaat edenler hakkımızda neler düşünecek? Bu durumu başkalarına nasıl izah edeceğiz? Peki ya kabeyi ziyarete gelenlerin durumu ne olacak? Onlara ne diyeceğiz?

            Şimdi şunu iyi düşünüp tahlil etmek gerekir:

            *İslam peygamberinin müşrik Mekke “dünya” müstekbirlerinden istediği la ilahe illallah söylemi neden onları anlaşma masasından uzaklaşmaya sevk etti? Bu kelimede yatan sır ve burhan nedir acaba? Tüm dünya müstekbirlerini çileden çıkaran bu kelime de acaba ne gibi bir düşünce yatmaktadır ki insanları bu kadar çileden çıkarabiliyor?

            Aslında Mekke “Dünya” müşrik ve müstekbirleri la ilahe illallah’ın ne demek olduğunu, ne anlama geldiğini bildikleri için bütün haşmetleri ile İslam Peygamberinin bu davetine karşı çıktılar.

            Peki “la ilahe illallah” İslam Peygamberinin tanımı ile ne anlama geliyordu da Mekke “Dünya” müşrik ve müstekbirlerini masadan kaldırmıştı? İşte İslam Peygamberinin tarifi ile bu kelimenin gerçek tanımı:

            Yeryüzünde yaşayan tüm insanlar Allah’ın huzurunda birbirlerine karşı hiçbir üstünlük sağlayamazlar, birbirlerini sınıflara ayırıp birilerini diğerlerine karşı yüceltemezler, zengin şahıs, servetini yoksula karşı bir silah olarak kullanamaz.

            Hiçbir şahsa veya zümreye imtiyazlı bir statü verilemez ve şahıslar arasında sınıfsal bir fark oluşturamaz. Allah’ın nazarında tüm insanlar en şerefli bir mahluktur, şerefleri, malları, canları ve namusları kutsal ve dokunulmazdır.

            İnsanlar arasında renk, ırk ve dil ayrımı yapılamaz, bu üç kavram da Allah’ın en büyük ayetlerindendir. Bunları ortadan kaldırmak veya onları başka bir şekilde yorumlamak hiç kimsenin ne haddidir, ne de hakkıdır.

            İnsanları, madde ve insanın şerrinden korumak da bu “la ilahe illallah” kelimesinin şiarlarındandır.

            Şimdi yukarıda saydığımız nedenleri göz önüne aldığımızda Mekke “dünya” müşrikleri ve müstekbirleri İslam Peygamberi ile neden anlaşma masasından ayrıldıklarını anladık mı?

            Şunu kesin olarak belirtmek isterim ki, eğer İslam Peygamberi kendi adına olacak maddi çıkara dayalı bir istekte bulunsa Mekke “Dünya” müşrik ve müstekbirleri hemen onun isteğini kabul edecek ve masadan mutlu bir şekilde ayrılacaklardı ve anlaşmak istedikleri her noktada istediklerini elde etmiş olacaklardı. Ama maalesef istediklerini alamayınca, yani İslam Peygamberi onların tuzağına düşmeyince anlaşma hayalleri de suya düştü.

 

            Son olarak: eğer dünyada rahat bir hayat, özgür ve adil bir yaşam arzulayan varsa “la ilahe illallah” düsturuna sarılsın ve İslam Peygamberinin safında yer almaya baksın. Şunu da söylemek gerekir ki; “la ilahe illallah prensibi” yeryüzünün hiçbir zalim ve müstekbirlerine papuç bırakmaz ve onlarla asla aynı kulvarda yol almaz.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *