0

 

            Aslında Kur’an-ı Kerim, kendilerinden söz edilen olay ve kavimler için boş bir mana değil, ibret alınması gereken önemli olaylar olarak yorumlamaktadır. Yani Kur’an-ı Kerim’in bize anlattığı olaylar ve haber verdiği kavimlerden söz ederken, onları birer ibret vesikası olarak görmektedir. Ama dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta var ki, o da yeryüzünde her zaman zayıflar ile güçlüler arasında yapılan her mücadeleden sonra zayıfların “mustaz’afların” galip gelmesi durumudur.

Aslında burada kendimize şu soruyu da sorabiliriz: Hak ile batıl arasındaki mücadelede güçlüler her zaman tüm teknoloji, askeri güç ve servetlerine rağmen kaybetmek durumunda kalıyorlar?

            Evet; tarih boyunca insanları sınıfsal bir kategoriye koyan zalim ve zorba güçler hep kendi saltanatlarını ön plana çıkarmış ve saltanatı devam ettirmek için de ellerinden gelen her türlü zorbalığa başvurmaktan da geri durmamışlardır.

            Oysa Allah’ın seçkin kulları olan peygamberler, zalimlere olan davetlerini hiçbir zaman esirgememiş, hidayete ermeleri için de onları en samimi bir şekilde Allah’ın yoluna davet etmişlerdir. Peygamberler bu davetlerini zalimlere de yaparken aslında onlardan “sadece Allah’a kul olmayı ve ilahlık iddiasında bulunmaktan vazgeçmeyi” istemişlerdir. Yoksa onların servetlerine dokunmamış, itibarlarını sarsacak herhangi bir davranış içine girmemişlerdir.

            Ama gel gör ki tarihin tüm dönemlerinde peygamberlerin davetlerine icabet etmeyen zorbalar, kendileri inanmadığı gibi, peygamberlere iman eden fakirlere, kimsesizlere, yetimlere ve çaresiz insanlara da yapmadık haksızlık bırakmadılar. Yani kendilerinin peygamberleri inkar etmeleri kalplerindeki kin ve düşmanlık ateşini söndürmeye yetmediği gibi, peygamberlere inananları da bu inançlarından vazgeçirmek için ellerindeki tüm güç ve servetlerini de harcamaktan geri durmadılar. Onların bu tutumları bugün de devam ediyor yarında devam edecek. Yani tarih boyunca peygamberler önderliğinde devam eden hak ile batıl arasındaki mücadele hep devam edecek, zaman içinde değişik şekil ve yöntemler de uygulansa bu mücadele hep devam arz edecektir.

            Dikkat edilecek olursa zahiren kazanan hep zalimler ve güçlüler gibi görünse de aslında bu sınıfın mensupları her zaman kaybetmeye mahkumdurlar. Çünkü yeryüzünün tüm zalim ve diktatörleri hep belirli bir zümrenin savunucuları olmuşlar. Savundukları kesimin haklarını korurken de hep zalimane bir tavır takınmışlardır ve adaletin temsilcisi, özgürlüğün tek savunucuları olan Allah’ın peygamberlerine karşı amansız ve zalimane bir durum sergilemişlerdir.

            Yeryüzünün tüm zalimleri savundukları zulüm ve takındıkları alçak saldırılarına rağmen hiçbir zaman bu davalarında başarılı olamadıkları gibi sahip oldukları her şeylerini de büyük bir acı ile ellerinden kaçırdılar.

            Ama yeryüzünün mazlumları inandıkları ve hayatlarını dahi kaybetmekten geri kalmadıkları peygamberi davaya tüm benlikleri ile sahip çıkmışlardır ve bu yolda her zaman samimiyetlerini ortaya koymuşlardır. Bu yüzdendir ki mazlumlar, aslında zalimlere karşı mücadelelerinde ellerinde bulunan en büyük silahları olan” şehadet” silahını kullanmaktan geri kalmadıkları için tarihin her döneminde sayıca çok az olmalarına, teknolojik ve silah üstünlüğü düşmanlarında olmasına rağmen hep galip gelmişlerdir. Peki neden?

            Aslında bu Allah’ın kendilerine verdiği, onlarında bundan hiç şüpheye düşmediği bir müjdedir. Öyleyse nedir o müjde? O müjdenin kaynağı nedir? Nasıl oluyor da mazlumlar tüm yokluklarına rağmen zorbalara üstünlük sağlayabiliyorlar?

            İşte size Allah’ın kitabındaki o muhteşem müjde: Yeter ki tarihin tüm zamanlarının mazlumları buna yakinen inansın.Allah şöyle buyurmaktadır.

Allah: Elbette ben ve elçilerim galip geleceğiz, diye yazmıştır. Şüphesiz Allah güçlüdür, galiptir. “Mücadele suresi:21.Ayet.”

Biz ise, o yerde güçsüz düşürülenlere lütufta bulunmak, onları önderler yapmak ve onları (mukaddes topraklara) vâris kılmak istiyorduk. “KASAS SURESİ: 5.Ayet”

 

Zalimlere de son bir çağrı: ölüm kapınızı çalmadan tedbirinizi alınız, peygamberlerin ve mazlumların safında yer alınız. Bir dakika sonra geç olabilir. Benden söylemesi.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *