Hamd âlemlerin Rabbine, salat ve selam da
O’nun pak Rasulüne olsun.
Dikkatinizi çekti mi bilmem, son yıllarda
ülkemizde açıktan davet yapan, olmaması gereken şeyleri muhatabına bizzat
söyleyen, arkadaş ortamında sadece “Ne olacak bu milletin hali?” diye sızlanmak
yerine harekete geçen aktif Müslümanlar ortaya çıktı.
Piyango bayilerinin önünde halkı
bilinçlendiren, tekel bayilerine girip tebliğ yapan, hakkı olduğu gibi söyleyen
ve kınayıcının kınamasından korkmayan Müslümanların sayısı gün geçtikçe
artıyor.
Asrımızın karanlıklarına ne güzel
meşaledir onlar. Şefkat ve merhamet timsali, insanların iyiliği için yollara
düşen, birçoğumuz “Dünya nereye gidiyor?” derken, sırtını Allah’a dayayıp gücü
nispetinde dünyaya güzel bir suret vermeye çalışanlardır. Öyle ya, insanlık ne
kadar kötüye giderse gitsin, uyanacak birileri vardır. Ve onları uyandırmak
hepimizin vazifesidir.
Kumarın birçok çeşidinin
millileştirildiği, içkiye bile yılbaşının olmazsa olmazı olarak bakıldığı,
piyango bileti almayanların birtakım çevrelerce insan olmamakla eşdeğer
tutulduğu -ki bunu bizzat duydum-, yılbaşı kutlamayanların köhne bir zihniyete
sahip olduğunun düşünüldüğü zifiri karanlık asrımızda böylesi hareketlere,
çalışmalara ve güzelliklere ihtiyacımız var.
Hakkı hak olarak bilip buna uyan, uyduğu
hakkı insanlara tebliğ edenlere ne mutlu! Zira insanımızın bir kısmı
düşmanlığından değil bilinçsizliğinden ve gafletinden bu hallere düşmüştür.
İçindeki iyiliğe rağmen kötü işler yapan ve yaptığının ne kadar kötü olduğundan
bihaber insanlara tebliğ etmek kadar güzel ne vardır ki?
İnsanımızın hal-i pürmelalini anlamak
için, tekel bayiine tebliğ için giren davetçilere gayriihtiyari “Abi bir şeyler
ikram edeyim!” diyen dükkân sahibine bakmak yeterli. Hakaret eden, kovan, İslam’a
olan düşmanlıklarını davetçi Müslümanlara sergileyen nasipsizler değil konumuz.
Ancak kimin gafil kimin düşman olduğunu anlamak için de illa ki içlerine
girmemiz, tebliğimizi yapmamız gerekiyor.
Bu durumu yılbaşı ve piyangodan çıkarıp
toplumun her alanına bireysel veya kurumsal olarak yaygınlaştırmalıyız. Madem
ahlaksızlar edepsizliklerini, facirler fücurlarını utanmadan yapıyor ve hatta
bunun yayılması için her yerde tebliğ edebiliyor… Günahkarlar günahlarını
kimseden çekinmeden uluorta sergileyip, dahası övünerek anlatabiliyorsa, bizim
de dernekler, vakıflar ve platformlar olarak yapabileceğimiz çok şey vardır.
Örneğin tesettürle alakalı kuruluşlar
tesettüre dair bildiri dağıtmalı, sadaka ve hayır kuruluşları infakın önemine
dair halkı bizatihi, böyle canlı canlı bilgilendirmeli, teşvik etmeli… Yine
namazla ilgili ciddi bir platform kurulup tıkır tıkır her gün beş vakit namazın
hayatımıza işlendiği gibi insanların hayatına namazı yerleştirmeye gayret
etmeli… Mümin merhamet sahibidir. İnsanları bulundukları içler acısı halden
merhametle çıkarmalı.
Rabbim hayırlı işlerimizi daim ve ziyade
eylesin. Attığımız her adım sadaka-i cariye vesilemiz olsun. Selam ve dua ile…