Hamd âlemlerin Rabbine, salât
ve selam da O’nun pak Rasulüne olsun.
Hepimiz zaman zaman birtakım
musibetlerle imtihan edilmişizdir, hâlâ da ediliyoruzdur. Dünya hayatı
imtihanlar diyarı değil mi zaten? İyilik de imtihan kötülük de… Yokluk da
varlık da… Huzur da imtihan, huzursuzluk da... Rahatlık da imtihan rahatsızlık
da… Rabbim bütün imtihanlardan alnımızın akıyla çıkmayı nasip etsin.
Kaybettiğine üzülür hep
insan, halbuki belki kazandım diye sevindiği şey daha büyük sıkıntıdır. Allah
bilir biz bilemeyiz. Bu imtihan labirentinde düşe kalka yol alırken unuttuğumuz
bir şey var: DUA.
Bizler genelde başımıza bir
musibet geldiğinde dua ediyoruz. Bakın sosyal medya sitelerine, hastası olup
şifa duası, derdi olup deva duası isteyenlerle dolu. Ha, ne yapsaydık yani,
daha ortada bir şey yokken “Başıma şu iş gelmesin diye dua eder misiniz?” gibi
yüksek anksiyete içeren tweetler mi atsaydık? Yok, kastımız o değil elbette.
Dua mü’minin silahıdır
buyurmuş Efendimiz(asv). Bela gelmeden önce o silahı, o zırhı kuşanmak gerek.
İçine düştükten sonra hastalıktan ve sair musibetlerden çıkması zor oluyor.
Çıkılsa bile izi kalıyor. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmuyor. O yüzden
aklımıza her ne gelirse, misal hastaneye gittiğimizde, kabirleri ziyaret ettiğimizde,
kötü insanlar gördüğümüzde, ölüm haberleri işittiğimizde, ya da hiçbirine şahit
olmadık diyelim; evimizde, seccademizin başında dua… Tefekkür ede ede…
Bu psikolojik bir rahatsızlık
değildir. Bilakis bazı durumların ileride psikolojik rahatsızlıklara sebep
olmaması için önlem almaktır. Efendimiz(asv) insanların en çalışkanı olduğu
halde tembellikten Allah’a sığınmış. İnsanların en azimlisi olduğu halde
acizlikten Allah’a sığınmış.
Her işi hikmetle ve vahiyle
olduğu halde faydasız ilimden Allah’a sığınmış. Allah’ın Habibi olduğu halde,
kalbinin katılaşmasından Allah’a sığınmış. İnsan Allah’a aşk ve muhabbetle
bağlı olur da kalbi katılaşır mı? Katılaşmaz ama Efendimiz(asv) bu dualarla
bize hem dua etmeyi, hem de tevazunun nasıl olması gerektiğini gösteriyor.
Ailemiz ve sevdiklerimiz için
bol bol dua edelim. İçinde bulunduğumuz topluluk, hayır kuruluşu veya camia
için de dua edelim. Bize hayır yollarını gösteren, hidayetimize vesile olan,
“Ona bir şey olursa benim içimden bir parça kopar. Ümmetin de boynu bükük
kalır.” dediğimiz hocalarımız, öncülerimiz varsa -ki vardır-, onlar için de dua
edelim.
Dahası imanının gereğini
yaptığı için türlü entrikalarla bedel ödeyen dünyanın dört bir yanındaki
Müslümanlar için… Zira onların omuzlarında taşınıp bize kadar ulaştı İslam
davası. Onların emeği ile dünyanın en ücra köşelerine kadar yayıldı.
Rabbim dilimizi dualı,
kalbimizi muhabbetli, işlerimizi ihlaslı kılsın. Bela gelmeden dua kalkanı ile
karşılayanlardan eylesin bizi. Efendimiz(asv), kaderi ancak dua değiştirir
buyururlar. Rabbim dualarımızı musibet yağmurlarına bir şemsiye kılsın ve
bizleri her türlü kötülükten muhafaza buyursun. Âmin.