Hamd
âlemlerin Rabbine, salat ve selam da O’nun pak Rasulüne olsun.
Küçük
Şey Yoktur kitabında küçük görülen birçok şeyin aslında küçük olmadığını birçok
örnekle anlatır Merhum Kemal Ural. Kitabın bir yerinde şöyle der: “Binlerce
ince tel birleşir kablo olur, en ağır köprüleri tutan bir güç haline gelir.
Küçüğün önemini artıran, bu birliktir. Ortak düşmana karşı birleşen küçük
oklar, zayıf olmaktan çıkar.”
Batman’da
geçtiğimiz gün tarihi bir miting gerçekleşti. Miting, bildiğiniz üzere,
Kur’an-ı Kerim’i yakan aşırı kokuşmuş zihniyet sahibi, çağa ayak uyduramayıp
tepkilerini demokratik(!) bir platform yerine hoşlanmadığı şeylerin
milyonlarcasından birini ateşe vermek suretiyle gösteren, fikri
gelişmemiş, IQ’su hâlâ ağlamayana mama verilmeyen seviyede kalmış zararı
sadece kendisine olan zavallı bir mahlûk ve yaptığı aşağılık eylem hakkında
idi.
Dünya
düşünüyordu, “Ne yapsak, ne desek?” Başka ülkeler belki de şöyle diyordu: “Aman
bize ne canım! Baksana Türkiye konsolosluğu önünde yakılıyor demek ki iki ülke
arasında bir mesele.” Canım ülkemizden de birtakım bakanlardan ve büyüklerden
ses çıkmasına rağmen en tepelere bu kötü haber henüz ulaşmamış olsa gerek,
oralardan ses gelmiyordu.
Mesela
beklerdik “Eyyy İsveç! Kutsal olduğuna inanmasan da içinde senin peygamberinin
de isminden ihtiramla bahsedilen bir kitabın yakılmasına nasıl müsaade edersin?
Bu senin kendi peygamberine de hakaret sayılmıyor mu?” Ama yok, çıt yok! Ne
zamana kadar? Ta ki Batman ses verene kadar…
Yüzölçümü
Türkiye’nin yaklaşık binde 6’sı, nüfusu da yaklaşık binde 8’i olan bu şehri,
ülkenin kalbine benzetiyorum. Gerek medreseleriyle, gerek samimi insanlarıyla,
gerçekleştirilen ciddi ve içi dolu programlarıyla Batman, Türkiye’nin imanla
atan kalbidir. Bundan olsa gerek programlar, etkinlikler, mitingler Batman’ın
fiziki küçüklüğüne ters orantılı olarak büyüktür, etkilidir ve ses getirir
Allah’ın izniyle.
Evet,
mitinge gelenlerin hepsi Batman’dan değildir. Ancak Batman çağırmıştır, ev
sahipliği yapmıştır. “Ey Müslümanlar! Gelin şu sessizliğe karşı ses çıkaralım,
biraz gürültü yapalım, uyuyanları uyandıralım!” demiştir. Müslüman nüfusu
kalabalık onca şehre bakıp “Onlar yapsınlar biz de iştirak ederiz.” dememiş,
adeta girişte örneğini alıntıladığımız ince teller gibi birleşmiş, Türkiye’nin
ve hatta dünyanın dört bir yanına elektrik aktaran bir kablo olmuş. Yetmemiş,
dünya Müslümanları arasında kurulan gönül köprüsünü ayakta tutan bir güç, gol
attığını sanan ahmağa da attığı topu ateş topuna çevirerek iade eden bir defans
olmuştur.
Batman,
“Biz küçüğüz, koskoca İsveç ve karşısında susan milyonlara karşı bizim ne
etkimiz olabilir ki?” dememiş, ‘ortak düşmana karşı birleşen oklar’ misali
güçlü olmuştur. Zilleti değil izzeti tercih etmektir Batmanlı olmak. Ve bizce o
gün kalbi Batman’da atan herkes Batmanlı sayılır.
Rabbim
Batmanlılardan, onların davetine icabet eden Müslümanlardan, katılamayıp da
kalbi Batman’da atan herkesten razı olsun.