İnsanın
etkileşim alanı genel sebepler çerçevesinde değerlendirildiğinde sosyolojik
olarak üç başlıkta değerlendirilebilir: Aile, çevre ve arkadaş ortamı.
Aile, toplumun
temel çekirdeği olup ilk eğitimin verildiği, diğer eğitimlerin de kendi ekseninde
şekillendiği ana kaynaktır.
Bireylerinden
şikayetçi olan toplumun aile yapıları ve eğitim anlayışları araştırıldığında
sorunun asıl kaynağı görülecektir.
Eğitim
düzeyinden değil eğitim anlayışından bahsetmemizin nedeni, eğitimin lisans veya
üstü mezuniyeti aşan bir anlayış olduğudur.
Aile bireyleri
kimi zaman okuma yazması olmayan irfan ehli kimseler olabilir.
İnsan
yetiştirmenin geleceği okumak olduğunu, mana gözüyle idrak eden aileler
geleneksel bakış açısının ötesinde yaklaşırlar fertlerin eğitim ve donanımına.
Yemez yedirir,
içmez içirir yaklaşımının asılmış öngörüsü, dünya ve ahirete faydalı nesil
yetiştirme kaygısıdır.
Bu tip
ailelerin prensipli ve donanımlı bireyler yetiştirdiği aşikardır.
Çevre ise
ailenin yetiştirmeye gayret ettiği bireyi etkileyen dış unsurlardan biridir.
İçinde
bulunulan toplumun değer yargılarına göre olumlu veya olumsuz etkide bulunur.
Kendi
toplumumuzda beklenen İslâmî değer yargılarının veya buna göre şekillenmiş
örfün etkisiyken, maalesef batı güdümlü ve bozulan ahlâkî anlayışın sonucu
kendine yabancı ucube değer yargılarının etkisidir.
Çevre, bu
yönüyle bir tarla misali ne ekilmişse onu biçeceğimiz, alanı andırıyor.
Başta
çocuklarımız olmak üzere toplum fertleri bu alanda aileden çok zaman geçirmekte
ve orantısal etkilenmekteler.
Çevrenin
rengine bürünmektense çevreye renk vermek, ailede başlayan sokakta ve arkadaş
çevresinde kontrollü birey endişesi taşıyan yaklaşımla olabilir.
Aile önce
bireye rengini verebilmeli, değer yargılarını otomatik kontrol kalkanı olarak
işlevsel hâle getirmelidir.
Arkadaş
çevresi de üçüncü etkileşim alanı olarak yaklaşım ve denetim açısına bağlı
faydalı ve zararlı olabilen bir başka önemli etkendir.
Bireyin
şekillenmesinde oldukça etkilidir.
Bu etki dinî,
sosyal ve bilişsel açıdan bireyin gelecek anlayışına ve kaygısına doğrudan etki
eder ve bunu bir ömür devam ettirebilir.
Çekirdek
eğitim açısından donanımlı, aile otokontrolüne açık ve aile değerlerine bağlı
birey, etkilenen değil etkileyen pozisyonunda olduğundan müspet etkileşimin
öznesi olarak ideal portreyi çizer.
Bu irfan ve
anlayışla toplumda örnek ve özlenen birey olarak üstenci değil, özlenen rol
model olur.
Bugün ne kadar
da bu portrelere ihtiyacımız var, hissedebiliyoruz.
İyilerin,
kötüler kadar reklama ihtiyaç duymaması fıtri bir olgudur.
Kokunun iyisi
çekici, kötüsü tiksindiricidir.
Çevrenin ve
arkadaşların kötüsünden azade, irfan ile yoğrulmuş bir aile eğitimi idealine
meftun herkesi selamlıyorum.