Bir zamanlar, ticaretin kalbi dürüstlük ve güven üzerine atardı. Alıcılar ve satıcılar, borçlarını zamanında ve eksiksiz öderdi. Öyle ki, perşembe günleri, ödeme günü olarak bilinirdi ve bu yüzden şehir trafiğinde belirgin bir yoğunluk yaşanırdı. İnsanlar, havale veya EFT gibi dijital ödeme yöntemleri yerine, nakit ödemeleri tercih ederlerdi. Bu, ticaretin sadece bir ekonomik faaliyet olmadığını, aynı zamanda toplumsal bir etkileşim olduğunu gösteriyordu.

Ancak zamanla, ticaret ahlakı değişti. İnsanlar artık ödemelerine o eski sadakatle yaklaşmıyor. Ödemelerini ertelemek için cuma gününü ödeme günü olarak belirleyen ‘Cumacılar’ ortaya çıktı. Cuma günü, hafta sonu bahanesiyle ödeme yapmamak için bir fırsat haline geldi. Böylece, alacaklılar en az bir hafta daha beklemek zorunda kalıyor.

Bu ödeme erteleme yöntemi, ticaret ahlakının bozulmasıyla o kadar ileri gitti ki, insanlar aylarca ödeme yapmadan ürün veya hizmet satın alabiliyorlar. Hukukun egemen olduğu yerlerde bu tür sahtecilikler sürdürülemezken, hukuk sistemi zayıf olan ülkelerde alacaklılar, dava açsalar bile, çoğu zaman haklarını alamıyorlar. Bu durum, ticaretin onarılamayacak şekilde bozulmasına neden oluyor.

Eskiden ‘Perşembeciler’ vardı; ticaret, dürüstlük ve güven üzerine kurulmuştu. Şimdi ise ‘Cumacılar’ sahneye çıktı ve ticaretin güzelliğini gölgeledi. Ticaretin ruhunu canlandırmak ve eski güvenilir günlerimize geri dönmek için, hepimizin ahlaki sorumluluklarımızı yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor. Ticaretin güzelliğini yeniden kazanmak ve ‘Perşembeciler’ dönemini geri getirmek için şu prensipler geliştirilmelidir:

Dürüstlük İlkelerine Geri Dönüş: Ticarette dürüstlük ve şeffaflık, uzun vadeli başarının temel taşlarıdır. İş ilişkilerimizde bu değerlere sıkı sıkıya bağlı kalmalıyız.

Sözleşmelere Sadakat: Sözleşmeler, ticari ilişkilerin temelidir. Verilen sözlerin ve anlaşmaların zamanında yerine getirilmesi, güvenin yeniden inşasında kritik bir rol oynar.

Eğitim ve Farkındalık: Ticaret ahlakının önemi konusunda eğitim programları düzenleyerek hem yeni nesil iş insanlarına hem de mevcut iş dünyasına bu değerleri aşılamalıyız.

Hukuki Düzenlemelerin Güçlendirilmesi: Hukuk sistemini güçlendirerek, alacaklıların haklarını daha etkin bir şekilde koruyabiliriz. Bu, ödeme ahlakını bozanları caydıracaktır.

Toplumsal Sorumluluk Bilinci: Her bireyin ve işletmenin, toplumun bir parçası olarak sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini unutmamalıyız. Ticaret, sadece kâr amacı gütmekten öte, toplumsal bir etkileşimdir.

Bu tavsiyeler, ticaretin onurunu ve güvenilirliğini yeniden tesis etmek için atılması gereken adımlardır. ‘Perşembeciler’ döneminin ruhunu canlandırarak, ticaretin sadece ekonomik bir faaliyet olmadığını, aynı zamanda toplumun ahlaki değerlerini yansıttığını hatırlamalıyız.

 İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI YUSUF TEKÇE