Hamd âlemlerin Rabbine, salât
ve selam da O’nun pak Rasulüne olsun.
Seçimler yaklaşırken vaatler
artmaya başladı. Ne güzel, değil mi? Bu ülkenin insanı alışkındır ürün almaya
gücü yoksa da dükkân gezerek mutlu olmaya... Parası olmasa da en güzel üç
sesten birinin para sesi olduğuna inanıp, para şıkırtısı duyunca içinde garip
bir sevinç duymaya… İnsanımız alışkındır vaatlerin yerine gelmeyeceğini bilse
de seçim vaatlerini hayal edip hayallerle avunmaya.
Eskiden vaatler de gerçekten
vaatti yani. Cem Uzan’ın mazot fiyatları vaadini bile özler olduk son
zamanlarda. Zira gerçekleşmeyecek olsa bile hayali de güzel bir şeydi. Ancak
günümüzdeki bazı siyasetçilerin vaatlerine bakıyoruz. Aman Allah’ım, vaat değil
vahşet sanki.
“Ak Saray’ı yıktıracağım, İHA
ve SİHA’ları hurdacıya satacağım. Savunma sanayini iptal edeceğim. PKK’lileri
ve FETÖ’cüleri de dahil bütün mahkumları salacağım çayıra Mevlam kayıra.
İstanbul Sözleşmesini getireceğim. LGBT’ye evlilik ve çocuk edinme gibi yasal
haklar tanıyacağım.” Yahu bunlar sizin vaatleriniz, kabul… Ama ola ki iktidara
geldiniz bari ülke genelindeki azgın azınlık dışındakilere birer deli gömleği
diktirin. Ola ki, diyorum. Zira yüz yıldır bu halk sizi hiçbir zaman kendi
iradesiyle seçmemiş.
Geçmişte ülkeyi mezbahaneye
çevirdiniz, camileri ahırlara çevirdiniz. Helalleştik diyelim ki, hadi hakkını
helal eden birileri olsun. Ama bundan sonraki vaatlerinizi gerçekleştirirseniz
-ki bunu derken de bir gülme geliyor insana- bundan sonraki hakların helalliği
nasıl olacak?
Sahi siz tam olarak hangi
baharı vaat ediyorsunuz? Bu ülkenin insanı Cumhuriyet kuruldu kurulalı hiç
bahar görmüş mü? Vallahi ülke Hakan Taşıyan şarkılarından daha dertli günler
yaşadı. Güz gülleri gibiydi, hiç bahar yaşamadı insanımız. Sahiden soruyorum:
Hangi baharı vaat ediyorsunuz?
“Sana söz yine baharlar
gelecek…” imiş. ‘Yine’ demek için önceden bir baharın yaşanmış olması
gerekiyor. Osmanlı’nın son dönemlerinden bu yana hiç bahar yaşamadık ki!
Artık birtakım koyu CHP’li
kimselerin sözlerine inanmamak için kendimi zor tutuyorum. Zaman zaman
teşkilatlarda da çalışmış kimseler bunlar ve söyledikleri şu: “CHP, Tayyip
Erdoğan’la anlaşıyor ama bize söylemiyorlar. Yoksa bu kadar saçma ve aykırı
seçim vaatlerinin ve gafların başka bir açıklaması olamaz.” Böyle bir kökten
CHP’liye eşim sordu: “Abi sen kime oy vereceksin?” “Ben Kılıçdaroğlu’na
vereceğim ama biliyorum ki kazanamayacak.” cevabını aldı.
Hangi baharı vaat ediyorsunuz? Saddam’dan kurtulmak için Arap baharı icat eden Irak’ın mı, Esed’den kurtulmak için yine Esed’in hışmına uğrayan Suriye’nin baharını mı? Libya mı, Tunus mu, nerenin durumu bu ülke için hayaliniz? Belki hayallerinizde bir Türk baharı vardır ha? Paylaşın da seçmen de bilsin kendisini bekleyen bahar ilkbahar mı yoksa sonbahar mı?