İnsanlık zaman zaman deprem, sel, kasırga, tayfun, göçük gibi doğal
afetler ve sonuçları ile mücadele ederken; diğer taraftan sosyal afetler olan:
içki, kumar, bahis, zina, hırsızlık, gasp, dolandırıcılık, yalancılık, iftira,
kul hakkı, faiz ve tefecilik gibi belalar ile uğraşmak zorunda kalıyor.
Doğal afetler imtihan gereği başımıza gelen ve çoğunlukla da, kendi tamahkârlığımız,
doğayı tahrip etmemiz ve tedbirsizliğimiz sonucu yaşadığımız ağır sonuçlardır.
Doğal afetlerden daha çok insanlık nesline zarar veren sosyal afetler;
maalesef kendi ellerimizle hazırladığımız ve işlediğimiz cürümlerin sonucu
yaşanmasına rağmen, bundan nemalanan kesimler ve devletler, zarar ve
haramlığına aldırmadan üstelik övünerek ve reklamını da yaparak işlemeye ve
teşvik etmeye devam ediyorlar.
Alimlerimiz ve Diyanet İşleri Başkanlığı bu sosyal afetlerle mücadele
konusunda vaaz, sohbet ve hutbelerde halkı uyarmaya ve bunlardan uzak durmaya
çağırıyor çağırmasına yalnız, bu meseleler sadece alimler ve Diyanetin
çabasıyla çözülemeyecek kadar büyük bir afet ve sosyal birer facia
konumundadır.
Bir taraftan Diyanet İşleri Başkanlığı; içki, kumar, faiz, tefecilik
vs.nin haram olduğunu ve Kur’an tabiriyle “şeytan işi pislikler” olduğunu
açıklarken, diğer taraftan devletin bazı bakanlık ve kurumları bu afetleri
çoğaltmak için çaba, reklam ve teşvikte bulunuyorlar. Bir taraftan “haram”
deyip karşı çıkarken, diğer taraftan devlet eliyle teşvik etmekle bu sorun
çözülmez ve sosyal yaramız daha da kanadıkça kanayacaktır.
Bugünkü yazımızda bu afetlerden “tefecilik afeti” üzerinde duracağız…
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sık sık ekonomideki saldırılara değinirken “faiz
lobisi”ni suçlar ve bu lobinin tehlikesine dikkat çeker. Evet, doğrudur faiz
lobisi halkın emeğini ve bütün varlığını sömürmeye devam ediyor. Bu bilinmesine
rağmen nedense devlet ve özel bankalar, halkı faize teşvik etmek üzere çeşitli
sözde kampanyalar açarak, başta devlet televizyonu olmak üzere TV’lerde
yayınlanarak teşvik edilmelerinin neden önüne geçilmez?
Faiz lobisinin halk içindeki yansıması ise tefeciler olarak kendini
gösteriyor. Bu tefeci tayfa neredeyse her ilimizde başta iş adamları, esnaf,
sanayici, çiftçi olmak üzere mali yönden zor duruma düşen kişilere sülük gibi
yapışıp sözde borç para vererek, elindeki tüm malını, hatta canını, itibarını elinden
alıyor. Tefeciler marifetiyle intihar eden iş adamları, aile büyükleri, dağılan
yuvalar, elden çıkan işyerleri, fabrikalar ve tarım arazileri haberleri ile
sürekli karşılaşır olduk. Buna rağmen bu sosyal yaramıza dönük neden etkili ve
kalıcı bir adım atılmaz?
Batman, bölge illeri ve tüm ülkede yaygın olan tefecilik belası ile
ilgili olarak geçtiğimiz Perşembe günü Saadet Partisi Konya
Milletvekili Abdulkadir Karaduman, konuyu soru önergesi ile Meclis
gündemine taşıdı.
Tefecilerin verdiği zarar bu kadar net iken, zaman zaman yapılan
operasyonlar ise yetersiz kalmaktadır. Bunun sebeplerini irdelediğimizde,
toplumsal duyarlılığın zayıflığı, yetkililerin gereken önemi vermemesi ve en
önemlisi de mağdur olanların olayı örtmeye çalışma çabalarıdır. Tefeciler
yüzünden malı, itibarı elinden giden ve çaresiz kalınca intihar eden şahıslar
ve aileleri olayın üzerine gidip tefecileri ifşa ederek şikayet etmeleri
gerekirken; bu durumu kendilerine yedirmeyerek yaşanmış gerçekleri gizlemeye, güya
kendilerinin ve ailelerinin “onurlarını” korumaya çalışıyorlar. Hal böyle
olunca tefeci çetelerine yönelik operasyonlarda zayıf kalıyor ve netice
alınamıyor.
İşin ilginç yanı bu çeteler halk tarafından bilindiği halde, paraları
olduğundan yaptıkları çirkefliğe rağmen “itibar” görüyorlar. İnsanlara kene
gibi yapışıp, iliklerine kadar sömüren, ALLAH ve Resulüne savaş açan (El Bakara
Suresi: 278-279) bu mahluklar ile oturup kalkan, onlara kıymet veren ve onlarla
iş yapanlar; dünya ve ahirette en çetin azaba müstahak olacaklarını
unutmasınlar.
Zor durumda olan borçluları tefecilerin eline mahkûm edeceğimize, devletin
öncülüğünde STK’ların desteğiyle Kur’an’ın emri olan “Karz-ı Hasen” (Güzel bir
borç) modeli hayata geçirilmelidir. ALLAH rızası için yapılan bu yardımlaşma
ile iflaslar, ocakların sönmesi, ailelerin dağılması ve intiharlar engellenmiş
olur.
Selam ve dua ile…