Türkiye deprem ve seçim ile
meşgul. Her mahallede, kafe ve lokantada seçim konuşur olduk... Herkes
siyasetten, ekonomiden, milli güvenlikten, eğitim sisteminden ve sağlık
sisteminden anlıyor. Herkesin bu konularda söylenecek söz ve öneri de var...
Türkiye toplumu çok okumuş bir toplum olduğuna şahit oldum... Yediden yetmişe
kadar herkesin ülkede olan bitenden haberi var... Mutfakta bir musluk
arızalansa tesisatçıyı çağırmadan arızayı çözemeyen siyaset gemisini yürütmeye
kalkışıyor, ortaokulda eğitimi bırakarak şehre gelen ekonomiden bahsediyor,
askere gitmemek için bin türlü bahane bulan asker kaçağı milli güvenliği
konuşuyor, beş vakit namazdan bir tanesini bile kılmayan dini konuları
tartışıyor. İmam borsadan, borsacı dinden, Dünya'yı ve onu şekillendiren
süreçleri incelemekle meşgul olması gereken, gezegeni oluşturan tüm
materyalleri inceleyen jeolog siyaseti konuşuyor... Siyaset bilimi,
karşılaştırmalı siyaset, siyasi ekonomi, uluslararası ilişkiler, siyaset teorisi,
kamu yönetimi, kamu politikası ve siyasal metodoloji dahil olmak üzere çok
sayıda alt alanı ile ilgilenmesi gereken siyasetçiler deprem ile alakalı
konuşuyor... Şarkıcı siyaset, öğretmen ticaret, petrolcü marketçilik, peynirci
inşaatla uğraşıyor... Taksici aslında mühendis, ek iş olarak taksicilik
yapıyor, herkes halka hizmet etmek için sabahtan akşama kadar çalışıyor...
Siyaset gemisi artık hareket etti... Sağ ve sol birbirine karıştı, ateist ve
deist de karıştı, terör örgütleri siyasete girdi, batılı doğulu, doğulu batılı
oldu...
Ramazan geldi... Teravih namazlarında farklı partilere oy verecek olanlar aynı safta durarak namaz kılacaklar... İmamın yapacağı duaya hepsi birlikte ‘amin’ diyecekler mi? Bu kadar siyaset partilere bölünmüş olan bu müslüman topluluğun edeceği dualar kabul olacak mı, doğrusu merak ediyorum... Allah’ın her duaya cevap verdiğini söylerler. Fakat, her duayı kabul ettiği söylenmiyor... Dua ederken ne söyleyeceğiz? Bu Ramazan’da sahura kalktığımızda duada ne isteyeceğiz? Allah’tan istediğimizin yerine gelmesi için ne yapacağız? Ramazan’da ibadetlerimizi arttıracağız, hayırlarımızı çoğaltacağız, zekatlarımızı dağıtacağız, tövbeler edeceğiz... İnşallah tertemiz olacağız... Hemen Ramazan’dan sonra seçim olacak, aynı istikamette reyimizi kullanacak mıyız? Müslümanın bir duruşu olmalı... Bugün Türkiye büyük bir değişimden geçmektedir... Türkiye’nin etrafında büyük yangınlar vardır... Dost gözükenler bile fırsat kovalamaktadır... Büyük değişimler yaşanırken büyük akla, kuvvetli iradeye ve hikmete ihtiyaç vardır... Sarf ettiği bir cümleyi tekrar ederken bile değiştiren akıllara Türkiye teslim edilir ise çok yazık olacaktır... Ramazan bayramını bir ‘şeker bayramı’ olarak görenler, Kurban bayramını ‘hayvan telefi olarak’ görenler bu toplumu nasıl yönetecekler hiç düşündünüz mü? Ne çabuk unuttuk üniversiteler önünde ağlayan başörtülü kızlarımızı... Ne çabuk unuttuk... Ne çabuk unuttuk kurban etlerini dağıtırken şehit edilenleri... İslam’a ve Müslümanlara düşman gözüyle bakanları ne çabuk unuttuk... Sanmıyorum, o zihniyeti taşıyanlar hiçbir şeyi unutmamıştır ve unutmayacaktır... Ettiğimiz, edeceğimiz dualar boş olmasın... Yapacağımız hayırlar boş kalmasın... Okuyacağımız Kur’an sureleri boş kalmasın... Teravihler boş olmasın... Nemrutlar, Ebu Cehiller dirilmesin... Kızlarımız yeniden ağlamasın... İstikrarımız bozulmasın, istikametimiz doğru olsun... Oyumuz boş kalmasın, tercihimiz yanlış olmasın... Büyüklerimiz üzülmesin, annelerimiz ağlamasın, ümmetimizin ümidi kırılmasın... Allah (C.C.) bizleri doğru yoldan ayırmasın!