Siyonistler insanlığa musallat olmuş bir Ur misali.. İslam’dan önce de sonra da tarihin her safhasında ne zaman gücü ellerinde bulundurmuşlarsa insanlığın başına bela olmuşlar. Günümüz siyonistlerinin Gazze’de yaptığı vahşi katliamlar, tarihte kendilerine gönderilmiş Peygamberleri bile katledecek kadar soysuzlaşan atalarının izini takip ettiklerini gösteriyor. Bu ur yok edilmeden insanlık yara almaya devam edecek.

Gazze’yi yerle bir etmelerine rağmen başarısız olan siyonist çete bu başarısızlığını kapatmak için Lübnan halkına yönelik yeni bir saldırı tipi gerçekleştirdi. Dünyanın ilk kez tanık olduğu bu terör saldırısında çağrı cihazı, telsiz gibi uzaktan kontrol edilebilen aletler patlatılarak şu ana kadar 20 civarında kişi can verdi, binlerce kişi de yaralandı. Şehidlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. İnsanlık düşmanı siyonist teröristlere karşı mücadele edenin mezhebi meşrebi sorulmaz, alnından öpülür.

Siyonistler ve destekçileri o kadar ahmaklar ki; filmleri aratmayacak, toplumu hedef alan yeni konsept bir terör saldırısı gerçekleştirmelerine rağmen istedikleri oranda kişiyi öldüremedikleri gibi bu şeytanlıklarına karşı tüm dünyayı karşılarına almış oldular.

Siyonist rejim bu saldırıyla 7 Ekim’de kaybettiği “Ben güçlüyüm, yenilmezim” imajı vermeye çalışsa da ama aslında tüm insanlığın, tüm ülkelerin kendilerine karşı konumlanmalarının önünü açmış oldu.

Bu saldırı şekli, elinde telefon olan herkesin böyle bir tehdidin varlığını idrakle birlikte siyonizmin dizginlenmesi, cezalandırılmasını savunur hale gelecek.

Siyonist ve destekçisi firmalara yönelik boykot çok daha etkin olacak.

Ülkeler ihraç ettikleri elektronik tüm araç gereçleri üreten firmalara yönelik yaptırımlı davranacak. Hatta bu, birçok ülkeyi kendi telefonunu, telsizini, elektronik cihazlarını uydu sistemlerini üretmeye itecek.

Yönetimleri emperyal ülkelerce kontrol altında olan Müslüman ülkeler olmak üzere Avrupa ülkeleri bile siyonist çete rejimiyle olan ilişkilerini Filistin devletinin yanında duracak şekilde dizayn edecek.

Gazze’de ise süren soykırımın birinci yılının dolmasına sayılı günler kaldı. Ancak bu insanlık dışı vahşeti durduracak, siyonistten hesap soracak bir İslam ülkesi daha çıkmadı. Halkını, topraklarını savunan HAMAS ve İslami Cihad hareketinin Gazze savunması ise kıt imkanlarına rağmen siyonist çapulculara hezimeti yaşatmaya devam ediyor. Siyonist çete elebaşlarının itiraflarına göre Gazze’de başarıdan çok uzaktalar.

Artık tüm dünya, siyonist çetenin amacının esirlerini kurtarmak olmadığını, 1948’den bu yana Filistin halkına soykırım yaparak topraklarını elde etmek olduğunun bilincinde.

Ama siyonist çetenin hayali hedefi sadece Filistin değil. Türkiye’yi, İran’ı tehdit gören, Suriye ve Lübnan’a her fırsatta saldırılar düzenleyen siyonist çete üstelik yalnız da değil. ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa gibi batılı dostları var. Bu emperyal ülkeler Irak ve Afganistan işgallerinde kaybettikleri asker ve tehlikeye giren süper güç konumlarını kaybetmek istemiyorlar. Stratejilerince Müslüman ülkelerin kaos halinin sürmesi ve bir birlik oluşturmamaları için dört bir koldan saldırı hamleleri düzenliyorlar.

Bu minvalde siyonist teröristler, emperyal güçlerin küresel çaptaki operasyonları için biçilmiş bir kaftan.. Emperyalistlerin asıl gözde operasyonel gücü ise; Müslüman ülkelerin siyaset, asker, medya, sanat, iş dünyası kategorilerindeki yerel aparatlarıdırlar. Bunlar da, içinde bulundukları ülke, bölge ve Müslüman halklara siyonistçe operasyonlar çekiyorlar.

 

Sonuç olarak, küresel emperyalistlerin siyonist çete üzerinden Lübnan’a yönelik saldırı üzerinden ipucunu verdiği yeni savaş konsepti; telefon, bilgisayar, sosyal medya, yapay zeka gibi teknoloji ve uydu merkezli elektronik siber harp dönemi resmen başlamıştır. Başta ülkemiz olmak üzere tüm Müslüman devletler, halklarımız ve İslam topraklarının selameti için gerekli tüm önlem ve karşı harp tedbirlerini almalıdırlar.