Aralık 2019’dan beri dünyayı
etkisi altına alan korona belası ile dünya çapında yaşanan kısıtlamalar,
kapanmalar ve üretimin sekteye uğraması ile küresel çapta ekonomik kriz
yaşandı. Yaşanan kuraklık, afetler ve son olarak ta Rusya-Ukrayna savaşı ile de
dünya genelinde ve ülkemizde gıda krizi, enflasyon, yüksek fiyat artışları ve
ekonomik kaos meydana geldi.
Hükümet bu konuda sürekli
olarak durumun düzeleceğini söylese de yapılan zamlar ve ekonomik sorunlar
azalma yerine artmaya devam ediyor. Zam yapmak için pusuda bekleyen özel sektör
ve kamu kurumları bazen petrol fiyatlarını, bazen altın ve doların yükselişini,
bazen de savaş nedeniyle gıda arzında yaşanan sıkıntıyı bahane ederek
fırsatçılık yapmaktan geri kalmıyorlar.
Bu konuda hükümetin özel
sektöre söz geçirememesi bir yana, kurumlar eliyle sürekli yeni zamlar yapıyor.
Hükümet kendi kurumlarına söz geçiremiyorken özel sektöre nasıl söz geçirecek?
Stokçuluk, karaborsacılık,
fırsatçılık ve pahalılık sorunu neden çözülemiyor? Bu sorunu hükümet
çözmeyecekse kim çözecek? Dünya siyonizmi ve küresel emperyalizme “One
minute” çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu fırsatçı ve komplocu kesimlere
neden “One minute” çekmiyor? Neden bir çözüm getirilmiyor?
Daha önce de yazdığım gibi:
Sorun sadece hükümet mi? Meclisteki muhalefet ve ittifak ortakları ne yapıyor?
Bir çözümleri var mı? “Erdoğan gitsin her şey düzelecek” tekerlemesinden
başka bir şey sundukları yok. Ülkemizde sadece iktidar değil, aynı zamanda
muhalefet sorunu da var.
Asıl sorun; hükümetin
beceriksizliği veya krizi yönetememesi değil. Asıl sorun “Kapitalist Ekonomik
Sistem”dir. Dünyanın başına bela olan bu sistemden ve düzenden beslenen iktidar
ve muhalefet partileri sorunun kaynağı olan bu sistemi ve onun ürünü olan ve
tabu haline getirilen “Serbest Piyasa Ekonomisi”ni hiç gündeme almıyorlar.
Dünyaya egemen olan güçler, bu sistemi insanlığa kurtarıcı olarak tanıtarak
sömürüyor ve böylece kendilerine bağımlı olmalarını sağlıyorlar.
Sorunun asıl kaynağının
“Kapitalist Ekonomik Sistem” olduğunu sadece HÜDA PAR Genel Başkanı Sayın
Zekeriya Yapıcıoğlu gündeme getirdi. Sayın Yapıcıoğlu, farklı zamanlarda basına
yaptığı açıklamalarda: “…Tüm bu tartışmalar ve yaşanan krizler ‘Serbest
Piyasa Ekonomisi’ içerisinde gerçekleşiyor. Bilmek gerekir ki kriz üretmek
kapitalizmin tabiatında vardır ve esasında kapitalist ekonomi sistemi krizlerin
nedenidir. Bu sistemin tabii ve belki istenen sonucu olan ekonomik krizler
büyük sermaye sahiplerince fırsata dönüştürülmekte, bir avuç azınlığın elinde
toplanan servet, baskı, şantaj ve manipülasyon aracına dönüşmektedir… Mevcut
ekonomik sistemin dayandığı vahşi ilkeler tartışılmadan sadece belli
aralıklarla nükseden sonuçları tartışmanın çare olmadığı artık görülmelidir…
Gerçekçi ve kalıcı bir çözüm için sorunun kaynağına inilmeli ve sistem
değişikliğine gidilmelidir. Bu kapitalist ekonomik sistem, belli
periyotlarla kriz üretiyor… Çare bu sistemi terk etmektir…” Şeklinde
uyarılarda bulunup çözüm yolunun Kapitalist sistemden kurtulmak olduğunu
defaatle belirtti.
Evet, Mekkeli müşriklerin tapınmak
için helvadan put yapmaları ve acıkınca yemeleri olayı gibi, “Kapitalist
Ekonomik Sistem” ve uzantısı olan “Serbest Piyasa Ekonomisi” egemen güçler
eliyle birer “tabu” ve “put” haline getirildi ve tartışılmasına izin bile
vermiyorlar. Sözde piyasanın canlanması, ürün çeşitliliği, özel sektör ve
rekabet ortamının olması gibi süslü sloganlarla yıllardır dünyayı kandırıp
sömürge düzeninin kulu yapıyorlar. Gerçekte ise rekabet ve bolluk değil;
stokçuluk, fırsatçılık, karaborsa ve devletin kontrolünün olmadığı, isteyenin
istediği gibi fiyat artırdığı ve denetimin piyasaya havale edildiği bir
sistemin ne bize ne de insanlığa bir faydası yoktur, olmadı, olmayacaktır.
Sorunun kaynağına inilmeden, sorunun temeline el atmadan hiçbir sorun
çözülemez. Kapitalizmin helvadan yapılan bu putu yıkılarak İslam’ın öngördüğü
üretime dayalı adil bir sisteme geçilmelidir. Aksi takdirde bu gidişle sosyal
patlamaların önü alınamaz. Vesselam…