Siyonistler yaz kış, bayram
tatil demeden, her fırsatı ve bahaneyi kullanarak Mescid-i Aksa’ya saldırıyor,
Kudüs’ü Yahudileştirmek için proje üzerine proje üretiyorlar. Mayıs ayı
içerisinde de sözde bayram, kuruluş günü ve bilmem ne günü gibi bahaneler
üreterek ilk kıblemize, İslam’ın üçüncü mukaddes şehrine saldırılar
gerçekleştirmeye çalışacaklar. Bu aydaki saldırıların ilkini bugün, yani beş
Mayıs’ta gerçekleştirme arzusundalar.
Alın size ajanslara düşen
haberlerden kısa bir alıntı: “İşgal rejiminin, siyonist yerleşimcilerin
Perşembe gününden itibaren Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemelerine izin vereceği
ifade edildi. İşgalci yerleşimciler de 5 Mayıs'ta Mescid-i Aksa'da işgal
rejimini temsil eden bezi açıp marş söyleyeceklerini belirterek provokasyon
çağrılarında bulundu.”
Evet, düşmanlarımız,
kutsallarımızın, ümmetimizin düşmanları boş durmuyorlar, durmayacaklar da…
Hedeflerine varmak için hiçbir çabadan ve girişimden ellerini çekmeyecekler.
Daha önce benim de köşe yazılarımda gündeme getirdiğim ve direniş cephesi
yetkililerinin, HAMAS’ın, İslami Cihad’ın, Hizbullah’ın liderlerinin sürekli
hatırlattığı bir gerçek var; Siyonist çete ümmetten acı bir ders alıncaya kadar
Mescid-i Aksa’yı yıkma hedef ve arzusunu sürdürecek. Kudüs’ü Yahudileştirme
arzusunu sürdürecek.
Siyonist çete ve dostlarını
durduracak tek şey ümmetin topyekûn direnişidir. Madem onlar kararlı ve hiçbir
girişim ve ihanetten geri durmuyorlar, o zaman ümmet de aynı kararlılığa sahip
olmalı.
Elbette Kudüs Günü çok
anlamlı ve faydalı bir gün… Bu günde gerçekleşen basın açıklamaları,
yürüyüşler, etkinlikler, diğer programlar çok anlamlı. Ama Kudüs ve Mescid-i
Aksa sadece Kudüs Gününde değil, her gün hatırlanmalı. Bütün günlerimiz Kudüs
Günü olmalı. Çünkü Kudüs ümmetin eksenidir, ana davasıdır, vazgeçilmezidir.
Diğer tüm davalar, mücadeleler, kurtuluş hareketleri, girişimler, hedefler Kudüs
davasına, Kudüs mücadelesine göre ayarlanmalı. Kudüs’ü, Kudüs’ün özgürlüğünü
eksenine koymalı.
Hiçbir amaç ümmeti Kudüs
Davası etrafında birleşmekten alıkoymamalı. Hiçbir maslahat, hiçbir strateji
Kudüs’ü gölgede bırakmamalı, Kudüs Davasına zarar vermemeli.
Kudüs, ümmetin ana eksenidir
ve öyle kalmalı. Ümmetin izzeti, kurtuluşu, vahdeti, ümmet düşmanlarının
zilleti, yenilgisi Kudüs’ün özgürleşip özgürleşmemesine bağlıdır. Kudüs’ün
yıkılışı ümmetin yıkılışı, Kudüs’ün dirilişi ümmetin dirilişi olacaktır. Kudüs
esaret altında kalırsa ümmet esaret altında kalır, Kudüs özgürleşirse ümmet
özgürleşir.