0

 

Bölge de oynanan oyunlara sessiz kalmanın vahşiyane sonucunu 6 Ekim olaylarında açık bir şekilde izlemiştik. Tabi bu olayların perde arkası bir anlık bir çekimden ibaret değildi. Barış süreci olarak adlandırılan koyunların kurda teslim edilme sürecinden sonra, iyice toparlanma ve mühimmat depolama sürecinden sonra, artık bu mühimmatların denenme süreci de kendiliğinden gelmişti. Tabi bu olayların giriş, geliş ve sonuç bölümlerinin tamamında devletin de doğru veya dolaylı olarak bir parmağı vardı. Tabi yine de olmamasını temenni ediyoruz. Ama son ayda gelişen bazı gelişmelere safiyane bir tavır içinde kalması bu tezi destekleme türündedir.

Silopi’de birçok olayın olduğuna şahit olmaktayız. Peki, bu olaylardan önce ne tür sevindirici olaylar gerçekleşmiş, biliyor muyuz? Sevindirici dedik. Çünkü genelde vahşiyane olayların ortaya çıkması, sevindirici olarak bizlere yutturulan gelişmelerden sonra ortaya çıkmaktadır.

OH NE GÜZEL! ÖNCE TESLİM OL, SONRA …

Haber manşetlerine baktığımız da her gün “dört tane terörist teslim oldu”  şeklinde halkına sevindirici bir müjde olarak gazete veya televizyonlarda lanse edilmektedir. Tabi teslim olan bu kimselere yapılan güzel muamele ve ardından salı verilmeleri, yani diğer bir söylemle, bölge sorumlusu olarak halkın içene salınmaları, yaklaşacak olan olayların bir giriş kısmıdır diyebiliriz. Tıpkı 6 Ekim olaylarının bir giriş kısmı sayılabilecek olan koyunların kurda teslim süreci olarak hakkel yakin bildiğimiz barış süreci gibi. Bu giriş kısmı başarılı bir şekilde devlete yutturulmaya veya anlaşmalı olarak uygulamaya konulduktan sonra, haliyle gelişme bölümüne geçiş sağlanmaktadır.

MAĞDUR ROLLÜ MİLİTANLAR

Geliş bölümü, safiyane bir devlet desteğinden sonra, mahalleler ve bölgelere dağıtılan deneyimli teslim olan komutanlar! aracılığıyla gençlerin örgütlenmesini sağlamak üzere teslim olma oyununu başlatmışlardır… tıpkı 6 ekim olaylarından önce barış havası eşliğinde memleketimize Suriyeli mağdur rolünde, teslim olmaya, sorgulanmaya gerek duymadan elini kolunu sallaya sallaya aramıza sızan militanlar gibi… Bunlar 6 Ekim olaylarından önce Suriyeli mağdur rolünde içeri sızdıktan sonra maaş bile almışlar…

İşte gelişme bölümünde de şehir yapılanmasında, deneyimli olan bu militanlar, görevlerini yerine getirmeye çalışıyorlar. Düzene koydukları her mahalle de, ihtiyaç duyulduğunda hemen “dört terörist daha teslim olur” onlarda hemen salı verildikten sonra, bu şekilde bir örgütlenme yolu açılır. Zaten olayların bu şekilde vahşiyane gelişmesinin asıl sebebi, bu olayların artık halk tarafından değil de, halkı örgütlemeye çalışan teslim olan militanlarca gerçekleştirilmiş olmasından kaynaklanmaktadır.

HÜKÜMET BU KADAR SAF OLAMAZ

İşte son olarak sonuç bölümüne gelmekteyiz. Sonuç bölümünün pratize edilmiş 6 Ekim olayları göz önünde iken, bundan ders alınmayıp, tekrardan olayların Silopi, Hakkâri çerçevesinden ilerlemesi gerçekten de, geçmişte siyasi bir birikimi olan bir devlet için safiyane bir haldir. Yine halkına da zulme ışık tutmaktan başka bir hal değildir.

Tabi nasibini kan ve gözyaşından almış olan yapılar, sonuç bölümü ile de iktifa etmeyeceği aşikârdır. Bir de final denilen bir bölümü de vardır. Bu final bölümünde iki şeye dikkat edilmektedir.

Birincisi: Yezidilerin isteği üzerine geçmişten kalan kinlerinin öcünü Müslümanlardan almak. İkincisi: dağa yeni elemanların kazandırılması. Zira artık dağa eleman gitmiyor. Çocuk kaçırma yolu da, duyarlı ailelerin baskısıyla geri tepince, son olarak bu tür olaylarla suça bulaştırılan gençlere iki seçenek sunulmaktadır. “Kameraya alındın, devlet seni arıyor. Ya cezaevine gidip, çürüyeceksin. Ya da dağa çıkıp özgürce! Gezeceksin.

 

Halkımıza yaşatılan bu olayların sorumlusunun kim olduğu artık biliniyor. Sorumlular, yerel savcılar mı? Yoksa milli savcılar mı? Buna artık siz karar verin.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *