481

 

       

Süleyman, arkadaşlarıyla beraber dedesini ziyaret ettiği için çok mutluydu. Dedesi yalnız başına bir bağ evinde yaşardı. Bilge bir kimseydi. Gününü okumayla, tefekkürle, ibadetle geçirirdi. Süleyman her ay dedesini görmeye gelir, onun sohbetlerinden feyizlenirdi. Bu defa arkadaşlarını da getirmişti.

            Süleyman’ın arkadaşları nur yüzlü, beyaz sakallı, zeki bakışlarını gülümseyerek üzerlerinde gezdiren yaşlı bilgeyi çok sevmişlerdi. Tanışma merasiminden sonra onlardan biri:

            ----- Hocam, hayatımızın hedefi nedir? Diye sordu. Biz dünyaya niye geldik?

            Süleyman’ın dedesi gülümseyerek torununa döndü.

            ----- Bu sorunun cevabını Süleyman versin, dedi. Biz onunla bu konular üzerinde bayağı sohbet etmiştik.

            Süleyman:

            ----- Kutsal kitabımız Kur’an yaratılış gayemizin Allah’a kulluk olduğunu söylüyor! Diye cevap verdi. Hayatımızın hedefi Allah’tır! Yüce Allah sadece iyi birer Müslüman olmamız için bizi yaratmıştır.

            Süleyman’ın arkadaşlarından biri söze karıştı:

            ----- Müslüman olmak ne demek?

            Yaşlı bilge gülümseyerek sözü aldı:

            ----- Müsaadenizle ben cevap vereyim!

            ----- Lütfen…

            ----- Allah’a teslim olan kişiye Müslüman denir. İlk insan, ilk peygamber Adem’den günümüze kadar Allah’a iman eden, O’na bağlanan bütün insanların ortak ismidir Müslüman…

            Süleyman saygılı bir sesle sordu:

            ----- Dedeciğim, Müslüman olmanın mükâfatı nedir?

            ----- Tabii ki cennet…

            ----- Cennet!

            ----- Evet cennet… Müslümanların ebedi yurdu! Sonsuz mutluluk diyarı!

            Süleyman’ın bir başka arkadaşı heyecanla:

            ----- Hocam, bize cennetten biraz bahseder misiniz? Dedi. Cennet nasıl bir yer? Cennette neler var?

            Süleyman’ın dedesi derin bir ah çekti.

            ----- Cennet anlatılamaz ki yavrum! Onu ancak gören anlatabilir hakkıyla! Orası öyle harika bir yer ki… Hayal edemeyeceğimiz güzellikler, sonsuza kadar sürecek mutluluklar… Cennette ölüm yoktur, hastalık yoktur, yaşlanmak yoktur. Aç kalmak, üşümek, sıcaktan terleyip bunalmak ta yoktur. Hayal edebileceğimiz en güzel bahçelerden daha güzel bahçeler, ırmaklar, nehirler, çeşit çeşit yiyecekler ve içecekler…

            Süleyman:

            ----- Orada sadece maddi güzellikler tek değil, sonsuz manevi güzellikler de var değil mi dedeciğim? Diye sordu.

            ----- Evet, insan derin bir huzur ve mutluluk içindedir! Kalpler bir bebeğinki kadar temiz ve paktır. Yalan, dedikodu, kin, öfke, kıskançlık cennette yoktur. Orda asla boş bir söz işitilmez.  Güzelliklerin, mutlulukların, iyiliklerin yurdudur cennet… Cennette neler var? Anlatayım size…

            Ama biz yaşlı bilgeden ayrılıp hikâyemizi bitiriyoruz değil mi çocuklar? Çünkü cennetteki güzellikler anlatmakla bitmez. En iyisi babalarımıza, annelerimize başvurmak, cennetin geri kalan güzelliklerini onlardan öğrenmek… Kur’an’dan ve sevgili peygamberimizden cennetle ilgili öğrendiklerini bizimle paylaşmaları için anne ve babalarımızdan rica etmeliyiz.

 

 

 

 

 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *