Kitap okumayan, kitaba ilgi duymayan, kitabı önemsemeyen bir toplum olduğumuzu, bu konudaki şikâyetleri sık sık duyuyoruz. Ancak kitap okumamayla birlikte sinsi bir algı, ayartan bir söylenti de derinden derine toplumu etkisi altına almaya başladı. Okumayan, okumayı önemsemeyen bir toplum olmaya gerekçe üreten, bunu normal karşılayan, okumamanın modern dünyanın bir gerçeği olduğu savını ortaya atan bir algı…
Efendim, kitap miadını dolduruyormuş. Yapay zekâ, internet, sosyal medya ve diğer gelişmiş iletişim araçları kitabın yerini almış ve onun görevini görüyormuş. Kitap zamanla ortadan kalkacakmış. Bu söylenti ya gaflet ve cehaletten kaynaklanıyor ya da İslam toplumlarını, Müslüman halkları sömürülmeye müsait sürüler halinde bırakma hedefini güden Batılı güçlerin şeytani projelerine bilerek bilmeyerek hizmet etmekten…
Bugün Türkiye halkı dünyada en çok internete giren, sosyal medyada dolaşan, televizyon izleyen halkları arasında ilk sıralarda yer alıyor. Eğer bilginin, kültürün, bilincin kaynağı bu söylediğim şeyler olsaydı Türkiye halkının dünyanın en bilgili, bilinçli, kültürlü, kalkınmış halklarından biri olması gerekmez miydi? Neden bilgi ve bilinç konusunda yerlerde sürünüyoruz? Dünyayı peşinden sürükleyen, insanlığı etkileyen, uluslararası şöhrete ve etkiye sahip kaç yazarımız, aydınımız, edebiyatçımız var? Kaç bilimsel buluşumuz var?
Madem kitap miadını doldurmuş, neden bilimsel ve teknolojik gelişmeler konusunda, internet ve yapay zekayı kullanma konusunda bizden çok daha ilerde olan Japonya’da, Avrupa ülkelerinde insanlar harıl harıl kitap okuyorlar; vapurlarda, metrolarda, tren ve otobüslerde, parklarda ellerinden kitap düşmüyor?
Kitaba dönmekten başka çaremiz yok. Hiçbir şey kitabın yerini dolduramaz. Geleceğimizi kitap şekillendirecek. Kitaba olan ilgimiz derecesinde büyüyeceğiz, gelişeceğiz, kalkınacağız, özgürleşeceğiz, insanlık tarihinin en vahşi ve barbar uygarlığının esaretinden kurtulup ona boyun eğdireceğiz. Adil ve özgür bir dünyayı, ahlaki ve insani bir dünyayı, imanla donanmış İslami bir dünyayı inşa etmemizin tek yolu kitaba dönmektir.
Kitap; basit, cahil, barbar, edilgen, sömürü çarklarının esiri Arap toplumunu dünyanın en medeni en güçlü en ahlaklı toplumu haline getirdi. İlk emri oku olan ilahi kitaba sarılıp onun emir ve tavsiyelerini rehber edindiği için Hicaz halkı otuz yıl içinde zamanın iki süper sömürgeci gücünü dize getirip tarihe gömdü.
Dağlarda göçebe hayatı yaşayan, medeniyet yüzü görmemiş Türkler ve Kürtler, yeni dinlerinin, yüce İslam’ın oku emrine uydukları, kitabı baş tacı ettikleri için asırlarca insanlık tarihine binlerce âlim, aydın, düşünür, hatip, bilim adamı hediye ettiler, dünyanın dört bir tarafında bilginin ve bilimin öncüleri oldular.
Gençlerimizi kitapla bizden aldılar, çaldılar, kendilerine esir ettiler, bedava asker haline getirdiler, dinlerine ve tarihlerine, medeniyetlerine düşman ettiler. Düşmanlarımız çalışıyor, İslam’ın düşmanları çalışıyor. Biz bastığımız iki üç bin adet kitabı zar zor satabilirken, onlar bize düşman, değerlerimize düşman, dinimize düşman kitapları yüz binler halinde basıp satıyorlar. Kitaplarla gençlerimizin beyinlerini esir alıyorlar.
Artık şapkamızı önümüze koyup düşünmenin zamanıdır; biz Müslümanlar neden kitaptan bu kadar uzaklaştık, kitaba ilgimizi yitirdik? Neden gençlik yazıp çizdiğimiz kitaplara ilgi duymuyor? Neden içimizden artık güçlü yazarlar, edipler, şairler, romancılar, düşünürler çıkmıyor? Neden gençleri peşinden sürükleyen romanlar, öyküler bizim değil de düşmanlarımızın kaleminden çıkıyor? Neden bizim kitapevlerimizin rafları bizden olan değil de yabancıların, yabancı yazar çizerlerin kitaplarıyla dolup taşıyor? Neden en çok okunan kitap raflarında hep bize, dinimize, değerlerimize küfreden yazarların, ediplerin eserleri var?
Kayıp bir toplum olduk! Kayıp bir nesil sadır oldu bizden! Kendimizi, toplumumuzu, gençliğimizi İslam’a kazandırmadan ne özgürlükten ne adaletten ne direnişten ne cihattan ne İslam’ın hakimiyetinden ne ahlaktan ne cennetten ve ne de güzel olan hiçbir şeyden bahsedebiliriz!
Kitaba tekrar dönmeliyiz, bütün gücümüzle… Ticari kaygılarımızı, nefislerimizi tatmin edecek, hastalıklı düşüncelerin esiri edecek, cahili ideolojilerle ruhlarımızı kirletecek olan kitaplara değil, bizi İslam’ın adamı yapacak kitaplara…