491

Biz Neden Yapamayalım?

Avrupa kıtası yüz yıllık savaşlarla meşhurdur. Avrupa ülkeleri yüz yıl süren mezhep savaşları yaşadılar. Sonra iki dünya savaşında birbirlerini kırdılar. Her iki dünya savaşının başlatıcıları Avrupa ülkeleriydi. Avrupalılar birbirlerine karşı öyle korkunç savaşlar yaşadılar ki… Birçok Avrupa ülkesi diğer birçok Avrupa ülkesini yerle bir etti. Birbirlerinden on milyonlarca insan öldürdüler. Birbirlerinin topraklarını istila ettiler.

Avrupalıların arasındaki nefret, kin, düşmanlık o kadar aşırıydı ki, bu nefret ve düşmanlığın asırlar süreceğine inanılıyordu. Bir gün gelip bu kıtadaki ülkelerin tek bir çatı etrafında birleşecekleri, ortak askeri savunma gücü oluşturacakları, aynı para birimini kullanacakları hayal bile edilemezdi.

Ama yaptılar; aralarında binlerce ihtilaf olmasına rağmen, onları vahdete ve kardeşliğe davet eden ilahi bir dinleri olmamasına rağmen birleştiler. Kocaman bir kıtayı tek bir devlete dönüştürdüler. Ortak meclis kurdular, sınırları ortadan kaldırdılar, süper bir güç oldular. Hiçbir ilahi ve ahlaki hedefleri olmamasına rağmen…

Tamamıyla dünyevi emelleri merkeze alan bir hayat felsefesinin egemen olduğu Avrupa, birleşerek süper güç oldu. Dünyaya hükmeder hale geldi.

Peki, biz niye yapmayalım? Onlardan daha layık olduğumuz halde, ilahi bir dine mensup olduğumuz halde, vahdet ve kardeşliği ilke edinmiş bir peygamberin ümmeti olduğumuz halde biz niye yapmayalım? Bu işe İslam dünyası onlardan çok daha layık. Onların arasında yaşanmış korkunç mezhep savaşları, dünya savaşları, vahşi istilalar bizde yaşanmadı. Ortak değerlerimiz Avrupalılarınkinden çok daha fazla… Üstat Bediüzzaman’ın tabiriyle dinimiz bir, peygamberimiz bir, kıblemiz bir, kitabımız bir, aynı kıbleye yönelip aynı Allah için namaz kılıyoruz.

Madem öyle neden biz de onlar gibi aramızdaki kini, nefreti, düşmanlığı, taassubu bırakmayalım? Neden aramızdaki ihtilaflar, mezhep farklılıkları, değişik milletlerden olmamız birleşmemize engel olsun? Neden birleşip büyük bir güç olmayalım? Dünyanın efendileri olmak varken neden zalim devletlerin esiri olup zillet içinde yaşayalım?

Hiçbir Müslüman ülke tek başına izzeti yakalayamaz. Türkiye, tek başına egemen güçlere kafa tutamaz. İran, kendi başına saldırgan devletlerle baş edemez. Pakistan, nükleer güç de olsa, yanı başındaki en büyük tehdit olan düşman Hindistan ve diğer büyük güçlere karşı kendini güvene alamaz.

Her şey bizde… Petrol bizde… Akla gelebilecek her türlü yeraltı ve yerüstü zenginlik kaynağı bizde. Hayati öneme sahip ve dünyanın kaderini değiştirebilecek stratejik yollar, denizler, körfezler, su kaynakları bizde. Avrupalılar, Amerikalılar, Batılılar sahip olduğumuz bu zenginlikleri sömürerek dünyadaki egemenliklerini sürdürebiliyorlar.

Bir düşünün, eğer Türkiye, İran, Pakistan ve Mısır birlikte hareket edebilseydiler ne olurdu? Bu dört ülkenin vahdeti Suriye, Irak, Afganistan ve Körfez ülkelerinin de doğal bir şekilde bu oluşuma katılmalarını sağlardı. Bu ülkeler askeri, ekonomik ve kültürel bir birliktelik oluşturabilseydiler, sınırlardan ticaretin rahatça yapılabilmesini sağlayabilseydiler, her hangi birine yönelik bir saldırı karşısında topyekûn bir savunmaya geçebilseydiler, İslam ümmeti bugün böyle bir zillet hali yaşar mıydı? Askeri, siyasi, ekonomik ve kültürel olarak Avrupa’nın, Amerika’nın kahredici istilası altında olurlar mıydı? İlk kıblemiz, İslam dünyasının kalbinde kurulmuş olan ve İslam dünyasına pervasızca saldıran Siyonist rejimin işgali altında olur muydu? İsrail denilen bir kanser tümörü olur muydu? Emperyalist güçler binlerce kilometre öteden gelip yanı başımızdaki kardeş halkları katliamlardan geçirebilir miydi? Suriye, Irak, Yemen ve daha birçok İslam ülkesi işgal edilebilir miydi?

Biz Müslümanlar birleşmeye, güç birliği yapmaya Avrupalılardan daha layığız. Onlar yapabiliyorsa, biz neden yapamayalım? 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *