Bismihi Teâlâ
Tatil, öğrenim görmekte olan
çocukların iştiyakla bekledikleri andır.
Hatta karne gününden,
ortalama 2 hafta öncesinde çocuklar tatili ilan ederler.
Bir an evvel okul, derslik,
servis stresinden uzak kalmak; rahat bir nefes almak isterler.
Yaklaşık üç aylık yaz süreci
azımsanmayacak bir süredir.
Elbette dağınık, plansız
geçirmek akıl karı olamaz.
Ailelerin isabetli bir gaye
gütme sorumluluğu vardır.
Doğrusu öğrenme çağında
olan bireylere bir günün bile önemi varken; vakit öldürmek gibi bir
lüksümüz olabilir mi?
Şu var ki değişmeyen
tek realite “Ne ekersen onu biçersin” deyişidir.
Yaz kursları minvalinde
resmi, özel, gönüllü kuruluşlar gibi pek çok olanak var.
Ücretli, ücretsiz seçenekler
her geçen gün artmaktadır.
Yani kimi aktiviteler için
bütçe gerekir.
Aslında mühim olan bireyin
memnuniyeti ve bireye kazandırdıkları…
Bu konuda seçici olmak
önemlidir.
Kimi lükse girmeyi, kimi
bunaltacak derecede zorlamayı marifet sayıyor.
Sade ya da profesyonelce
olsun bir plan olmalıdır.
Hoşlanacağı spor, zevk
alacağı bir sanat dalı ile ilgilensin.
Ancak manevi gelişimlerini
yabana atmak kesinlikle iyilik değildir.
Yaz Kur’an kurslarını
hafifsemek önemli bir fırsatı defetmekle eşdeğer!...
Güzel bedeni camiyle
buluşturmak,
Minik eline elifbayı
taşıtmak,
Kur’an’a karşı diz çöktürmek,
Kısa dua, süre, ayet ezberi
yaptırmak,
Dili hafifletmez mi, gönlü
okşamaz mı?
Adabı muaşeret kuralları
kişiliği üzerinde tesir etmez mi?
Cami ekseninde sosyal çevre
edinmek önemli kazanım olmaz mı?...
Öz olarak cami
atmosferinde, cami ekseninde geçirilen her dakikanın hayrı, bereketi
bakiyemize yansımaz mı?
Belki de
karşılaşılan zorluk, çocuğa sunulan seçeneklerin çakışması…
Kuraldır ‘cemaat imama uyar,
imam cemaate değil’…
Bunun çözümü zor olmasa
gerek.
Gruplar halinde sabah - öğle
seansları şeklinde hareket edilebilir.
Burada yaz Kur’an kursları
birinci önceliğimiz olmaz mı?
Buna bağlı olarak diğer
aktiviteleri sunmanın çözümü yok mudur?
Son olarak asrın
koşullarına binaen camilerimiz “külliye” statüsüne geçmeli.
Yani içinde spor, sanat,
okuma vs. birimler olmalıdır.
Zaten cumhuriyet öncesinde
külliyeler “camii”leri merkeze alan eşsiz kurumlardı.
Sizce, günümüzün buna her
zamankinden ziyade gereksinimi yok mudur?
Peki, ne yapmalı?...
Burada “Birr” (iyilik)
sahiplerine büyük iş düşer.
Kalın sağlıcakla…
0 yorum