Bismihi Teâlâ

İki yılda bir maaş zam oranları belirleniyor.

6 küsur memur ve memur emeklisi için kritik öneme sahip.

Önümüzdeki iki yıllık memur maaş zam oranı süreci başladı.

Yani 8. dönem toplu sözleşme masası kuruldu.

Pazarlık yetkili sendika ile Kamu İşveren Heyeti arasında oluyor.

Yani memur ve amir arasında…

Ki genelde uzlaşı da sağlanılmıyor.

Sonrasında Hakem Heyeti devreye giriyor.

Ve verdiği karar nihai karar oluyor.

Zira 11 üyeli Hakem Heyeti üyelerinin

çoğu hükümet tarafından atanan isimler.

Ve onun verdiği karar yürürlüğe giriyor.

Gerisi teferruat.

Memur-Sen’in maaş zammı oranı için verdiği teklif:

‘’2026 ilk altı ay için yüzde 25,

İkinci altı ay için yüzde 20.

Refah payı, taban aylığına zam vs.

Hükümetin teklifi ilk altı ay yüzde 10,

İkinci altı ay için yüzde 6 ve enflasyon farkı.’’

2027 için de tablo buna benzer.

Teklifler uyuşmuyor.

Sorun sadece rakamlar değil.

Sorun Hakem Heyeti’nin yapısında.

Zira üyelerinin çoğu hükümet tarafından atanıyor.

Dolayısıyla Hakem Heyeti,

hükümetin noteri konumundan kendini alamıyor.

Zaten aksini beklemek tilkiye kümeste,

güvenlik görevi vermek gibi bir şey...!

Peki sendikalar ne yapıyor?

Kendi aralarında vitrin kavgası…

Ya da politik çekişme ve münakaşa…

Aynı gemide olduklarını unutup,

ayrı limanlara kürek çekiyorlar.

Birlik olmayınca da masada memurun sesi cılız,

hükümetin kalemi gür çıkıyor.

Memur ve memur emeklisi hep aynı filmi mi izleyecek?

Güya masaya oturulacak, konuşulacak, tartışılacak, olmayacak…

Dosya Hakem Heyeti’ne gidecek.

Sonra tahmin edin, ne olacak?

Hükümetin rakamına yakın rakamlar çıkacak.

Ee, ağanın eli tutulmaz mı?

Memur maaşına gelecek zam,

alım gücüne gelecek mi?

Pazara, mutfağa, kiraya vs. vurduğunda zam mı;

kaybın yavaşlatılması mı?

Bekleyip göreceğiz.

Kısacası bu film;

yeni bölümler çekilmeye devam ettikçe,

seyircisi aynı kalan bir tiyatroya dönüşüyor:

‘Perdede yeni sahne, senaryo aynı…’

Hakem Heyeti Mi Hükümet Masası Mı?

Bismihi Teâlâ

İki yılda bir maaş zam oranları belirleniyor.

6 küsur memur ve memur emeklisi için kritik öneme sahip.

Önümüzdeki iki yıllık memur maaş zam oranı süreci başladı.

Yani 8. dönem toplu sözleşme masası kuruldu.

Pazarlık yetkili sendika ile Kamu İşveren Heyeti arasında oluyor.

Yani memur ve amir arasında…

Ki genelde uzlaşı da sağlanılmıyor.

Sonrasında Hakem Heyeti devreye giriyor.

Ve verdiği karar nihai karar oluyor.

Zira 11 üyeli Hakem Heyeti üyelerinin

çoğu hükümet tarafından atanan isimler.

Ve onun verdiği karar yürürlüğe giriyor.

Gerisi teferruat.

Memur-Sen’in maaş zammı oranı için verdiği teklif:

‘’2026 ilk altı ay için yüzde 25,

İkinci altı ay için yüzde 20.

Refah payı, taban aylığına zam vs.

Hükümetin teklifi ilk altı ay yüzde 10,

İkinci altı ay için yüzde 6 ve enflasyon farkı.’’

2027 için de tablo buna benzer.

Teklifler uyuşmuyor.

Sorun sadece rakamlar değil.

Sorun Hakem Heyeti’nin yapısında.

Zira üyelerinin çoğu hükümet tarafından atanıyor.

Dolayısıyla Hakem Heyeti,

hükümetin noteri konumundan kendini alamıyor.

Zaten aksini beklemek tilkiye kümeste,

güvenlik görevi vermek gibi bir şey...!

Peki sendikalar ne yapıyor?

Kendi aralarında vitrin kavgası…

Ya da politik çekişme ve münakaşa…

Aynı gemide olduklarını unutup,

ayrı limanlara kürek çekiyorlar.

Birlik olmayınca da masada memurun sesi cılız,

hükümetin kalemi gür çıkıyor.

Memur ve memur emeklisi hep aynı filmi mi izleyecek?

Güya masaya oturulacak, konuşulacak, tartışılacak, olmayacak…

Dosya Hakem Heyeti’ne gidecek.

Sonra tahmin edin, ne olacak?

Hükümetin rakamına yakın rakamlar çıkacak.

Ee, ağanın eli tutulmaz mı?

Memur maaşına gelecek zam,

alım gücüne gelecek mi?

Pazara, mutfağa, kiraya vs. vurduğunda zam mı;

kaybın yavaşlatılması mı?

Bekleyip göreceğiz.

Kısacası bu film;

yeni bölümler çekilmeye devam ettikçe,

seyircisi aynı kalan bir tiyatroya dönüşüyor:

‘Perdede yeni sahne, senaryo aynı…’

Kalın sağlıcakla…