Belki de işin en sevindirici yanı, kesintisiz bir ders
yılını geçirmemiz.
Ateş düştüğü yeri yaksa da…
İnananlar için böyle değil.
Savaşlar, afetler ve salgınlar eğitimi ciddi yönde sarsıyor.
Kimi yerlerde bırakın çocukların okul görmesi,
Yaşamları bile fazla görülüyor.
Yaşamlarından ediliyorlar.
Filistin/Gazze bugün bunu yaşıyor.
Parmaklar tuşa basıp yazmaktan hicap eder.
Lakin yazmadan da edemiyor.
Siyonizm’in yıllardır başlattığı katliamda,
Son 8 ayda kayıtlara düşen 15.000 üzerinde çocuk katledildi.
Katledilemeye devam ediliyor.
BM’nin kayıtlarına
geçen, Gazze’de öldürülen çocuk sayısı
4 yıldır süren çatışmalardan daha fazla.
Dakikada ortalama 4 çocuk yaşamdan koparılıyor.
Belki de raporun en ilginç yanı bu savaşın çocuklara karşı
olması,
Onların geleceklerine karşı yapılıyor olması sanırım her
şeyi anlatıyor.
Korkunç olan da bu değil midir?
MEB, bu yıl pek
çok yenilik getirdi.
Ancak ne yaparsa yapsın taban ile tavan arasında yaman bir
uyumsuzluk var.
Okulların öncelikle yeniliğe açık olması gerekir.
Her kafada bir ses(çıkarmak) gelişmeye ket vuran bir illet
değil midir?
Bir seminerde duymuştum.
Semineri veren meslektaşımız, güzel bir tabir kullandı.
‘’Atanmış değil, adanmış olmak.’’
Her zeminde niteliğin ölçüsüdür bu.
Adanmış yönetici, adanmış öğretmen vs.
Neye adanmak?
Eğitime, insana.
Mesleğe olan inanç ve okula karşı aidiyet olmazsa olmazdır.
‘’İnsan bildiğinin âlimi, bilmediğinin cahilidir.’’
dememişler boşuna.
Ne olursan ol öğrenmeye, gelişmeye açık olmalısın.
Ondan dolayı dilimize geçen ‘’Öğrenmenin yaşı yoktur.’’ sözü
önemli.
Bugün
terviye(cuma), yarın Arafat, vakfe sonrası uhdiye ve bayramla taçlanan hac
ibadeti.
Milyonlar Kabe’de, Gazze başta olmak üzere hakları ellrinden
alınan tüm mazlumların
özgürlüğü için kıyamda, duada, niyazda…
Rabbimizden dileğim;
amellerimizle
dualarımız arasındaki manileri kaldırması….
Değerli doğruhaber okuyucularının ve tüm inananların Kurban
Bayramlarını tebrik ediyorum.
(i’du arefete piroz u bımbarek ve.)
Kalın sağlıcakla…