6 Günden beri Rusya, fiili olarak
Ukrayna’ya saldırı halindedir. Fiili bir işgal süreci devam ediyor, malum. Bu
durum beklenmeyen bir şey değildi aslında. Rusya, Ukrayna, Amerika, Avrupa ve
diğer güç odakları, neredeyse herkes bu savaşın ısrarla çıkmasını istedi. İki
üç ay öncesinden süreci bir kez daha hatırlayalım. Evet, herkes aslında bu
savaşın çıkmasını istiyordu. Bir taraftan Rusya tehditkâr bir tutum içerisinde
oldu. Yığınak yaptı. Bir taraftan Amerika ve Avrupa ülkelerinin Rusya ha girdi
ha girecek beyanatları bir birinden hiç kopmadı. Böylece herkesin istediği
savaş da fiili olarak başladı.
Sanki dünya; savaşları,
katliamları, şehirlerin yıkılmasını çok özlemişti de yıllardan beri hiçbir
yerde savaş olmamıştı! Bu altı günlük süreçte yapılan açıklamalar,
pervasızlıklar, barış dilinin silik bazı girişimler dışında kullanılmaması gibi
dikkat çekici durumlar, insanlık dışı bir çılgınlığın yanı başında olduğumuzu
göstermektedir. Amerikan başkanı çok rahat bir şekilde 3.dünya savaşından söz
edebilmekte, gözleri kan bürüyen Rusya ise kendi nükleer silah birimlerine
hazır ol talimatı vererek teyakkuza geçirebilmekte ve; sadece denizaltı
gemilerinde 500’ün üzerinde nükleer başlıklı füzemiz vardır. Rusya’nın olmadığı
bir dünyanın var olmasının bizim açımızdan hiçbir anlamı yoktur, diyerek bütün
dünyayı ve de bütün insanlığı yok etmekle tehdit edebilmektedir. Bütün bunlar
insanlık adına ve de dünyanın geleceği açısından hiç hayra alamet değildir.
Bu saldırı siyasi, askeri ve de
ekonomik anlamda dünyanın dengelerini değiştirebilecek çapta bir sonuç
doğuracak gibi görünüyor. Rusya’nın saldırgan bir pozisyona düşürülerek bütün
dünyanın tepkisini bir merkezde toplama, geniş çaplı bir ambargoya maruz
bırakarak kolunu kanadını kırma gibi bir strateji ile hareket eden batı
ülkeleri, Rusya’yı Ukrayna’ya sokabilmek için her türlü provokasyonu yaptı.
Ukrayna’yı teşvik etti. Destek sözleri birbirini kovaladı. Ukrayna toprağı ile
Ukrayna insanı, küresel güçlerin kavgasının meydanı haline getirildi. Ülke mi
yıkılacak, on binlerce insan ölecek, yaralanacak veya mülteci durumuna mı
düşecek? Bundan da elbette rant elde etmenin bir yolunu bulacak ve fırsata
dönüştüreceklerdir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
Geçen yazımda nizamı alemde yeni
konseptin artık sermaye olduğuna işaret etmiştim. Ukrayna savaşında da bunu bir
kez daha açık bir şekilde görebiliyoruz. Rusya’nın askeri araç ve gereçlerle
mağlup edilmesinin imkansız olduğunu, en azından kolay olmayacağını batı
ülkeleri de Ukrayna da iyi bilmektedir. Rusya kısa bir süre içinde ekonomik bir
ambargo ile kuşatıldı. Rusya bankaları dünya para dolaşım sistemi olan
SWİFT’ten çıkarıldı. Rus para birimi neredeyse çakıldı. Rusya gibi petrol,
doğal gaz ve silah devi olan bir ülkeye ekonomik anlamda diz çöktürebilmek,
küresel çaplı bir ambargo ile dahi kolay olmayacaktır. Şu an, bunun köşe
taşları döşendi. Bu durum sadece Rusya’ya zarar vermeyecektir. Bankaların
SWIFT'ten çıkarılması, Rusya'ya borç vermiş, ticaret yapmış şirketler ve
finansal kurumlara da hasar verecektir. Öte taraftan doğalgazda Rusya’ya
bağımlı olan Avrupa ülkelerinin bir alternatif bulmaları da kolay olmayacak,
onlar da bu savaştan ağır bir zarar göreceklerdir.
Eski SSCB ruhunu diriltmeye
çalışan Rusya, Çin ile birlikte Amerika, Avrupa ve diğer batı ülkelerine kafa
tutmanın diyetini ödüyor. Kendi imparatorluklarının bekasını katliam, sömürü,
şehirlerin yıkılması ve talanlar üzerine inşa eden bu tiranlar, insanlığın ve
dünyanın huzura kavuşmasına asla izin vermeyeceklerdir. Türkiye, itidalini
korumalı ve savaşa müdahil olmamalıdır. Karadeniz, Kafkaslar ve özellikle
boğazlar üzerinden Türkiye’nin savaşa dâhil edilmesi girişimlerini boşa
çıkarmalıdır.
0 yorum