Yüce kitabımız Kur’an’da çevresi mukaddes ilan edilen,
Peygamberimiz tarafından kendisine sahip çıkılmasının emredildiği Kudüs; ilk
kıblemiz Mescid-i Aksa, Filistin işgalcisi İngiliz kâfirlerinin 1948 tarihinde
Yahudi çetelere kurdurduğu Siyonist rejimin ilanından bu yana, yani yetmiş dört
yıldır büyük bir esaret altında inliyor, ümmetin kendisini kurtaracağı günü
bekliyor.
Ama ne yazık ki bir avuç mazlum Filistinli direnişçinin
dışında Kudüs’ün feryadına koşan yok. Bütün bir Batı âlemi, Hazreti
İsa’nın katilleri olarak gördükleri Yahudilere karşı duydukları sonsuz nefret
ve din kaynaklı düşmanlığa rağmen, İslam düşmanlığı paydasında onlarla
buluşuyor, Müslümanlara karşı Siyonistlere her türlü desteği veriyor.
Müslümanlar ise duyarsız, ilgisiz, sessiz… Direniş dostu bazı ülke ve
hareketlerin dışında Filistinlilere bir kurşunu bile çok görüyor.
Müslümanlar Kudüs’ün imdadına koşmadıkları gibi, yapıp
ettikleriyle, alış verişleriyle, uygulamalarıyla Kudüs’ün düşmanlarına yardım
ediyorlar, bilerek veya bilmeyerek Kudüs işgalcisi çeteye destek vererek
Allah’a ve O’nun yüce peygamberine muhalefet ediyorlar.
Eğer Kudüs dile gelebilseydi, bu durum karşısında şöyle
haykırırdı, gözyaşları içinde:
Müslümanlar, Müslümanım diyenler ne yapıyorsunuz siz, ne
yaptığınızın farkında mısınız? Siz Kur’an’a inanmıyor musunuz? Kur’an’ın
ayetlerinin, emirlerinin sizlerin yanında hiç değeri yok mu? Okumadınız mı
Kur’an’ı? Yüce Allah, Kur’an’da benim topraklarımı, çevremi mukaddes kılmadı
mı? Topraklarım üzerinde bulunan Mescid-i Aksa’yı Kâbe ile denk ilan etmedi mi?
Ya Peygamberiniz… Gece gündüz ona olan sevgi ve
muhabbetinizi dilinizden düşürmediğiniz Peygamberinizin emir ve tavsiyeleri
sizin için bu kadar mı önemsiz? Peygamberinize olan sevginiz sadece dilinizde
mi yoksa? Açın hadis kitaplarını, siyer kitaplarını, bakın Peygamberiniz benim
hakkımda neler söylemiş… Bana sahip çıkıp korumanızı emir ve tavsiye eden
Peygamberinize ne zaman kulak vereceksiniz?
Yetmiş dört yıldır esaret altındayım, gözlerimden kanlı
yaşlar akıyor! Ümmetin cesur evlatlarının, Allah’ın ve O’nun sevgili
Peygamberinin emirlerini yerine getirmek için canlarını vermeye hazır ihlaslı
Müslümanların beni özgürleştireceği günleri özlemle bekliyorum.
Lakin siz Müslümanların çoğu Allah’ı unuttunuz, Peygamberi
unuttunuz, cihadı unuttunuz, Ahireti unuttunuz! Öyle derin bir gaflet ve
vurdumduymazlık içindesiniz ki, dünya sevgisi aklınızı başınızdan öyle almış
ki, feryatlarım katı kalplerinize çarpıp geri dönüyor. Kulaklarınız
feryatlarıma karşı sağır. Bırakın imdadıma koşmayı, pervasızca düşmanlarıma,
beni esaret altında tutanlara, imdadıma koşanları kadın çocuk demeden vahşice
katledenlere paranızla, eylemlerinizle yardım ediyorsunuz.
Siz ey Müslümanlar, beni bir asra yakındır esaret altında
tutan Siyonistlere, Filistin’i yakıp yıkan katillere, siz paranızla, alış
verişinizle en büyük yardımı yapıyorsunuz! Mağazalarınız onların ürettikleri
elbiselerle dolu, marketlerinizin raflarında onların ürünleri dizili,
bakkallarınızda, manavlarınızda onların meyve ve sebzeleri satılıyor.
Buzdolaplarınızın en gözde yerlerinde onların içecekleri var.
Ve siz bütün bunları biliyorsunuz. Hangi ürünlerin
Siyonistlere ait olduğunun farkındasınız. Yine de sabah akşam onların
ürünlerini tüketiyor, onların kasalarına para akıtıyor, onlara güç
veriyorsunuz.
Allah aşkına, Muhammed Mustafa’nın hatırı için imdadıma
gelemiyorsanız, bari düşmanlarıma destek vermeyin! Bunu da mı yapamıyorsunuz?
0 yorum