488

28 Şubat; uyanışa geçen, toparlanan, kendi değerlerine sahip çıkan Müslümanları kaba kuvvetle sindirme, etkisiz hale getirme girişimiydi. Amerika destekliydi, işgalci israil destekliydi. 28 Şubat İslam'la savaşmanın adıydı. İslami yaşam tarzını, Allah merkezli kültürü toplumun hayatından çıkarma, toplumu dinsizleştirme ve ahlaksızlaştırma süreciydi.

Bu süreç zarfında Müslüman kişi ve gruplara yönelik adeta bir cadı avı başlatıldı. İslami kesimlerin tüm kazanımları ellerinden alınmaya çalışıldı. Dindarlar yönetimden, meclisten, bürokrasiden, ordudan, medyadan ayıklandı. Dindarlık suç sayıldı. Dindar etiketli olmak, sakallı olmak, namaz kılmak, tesettürlü akrabalara sahip olmak işten atılmaya, mağdur edilmeye, terörist muamelesi görmeye yeterli delil sayıldı. Milli Eğitim kesintisiz sekiz yıla çıkarılarak Kur'an kurslarının, İmam Hatiplerin önü kesildi. Eğitim sistemi ateistlerin, laik Kemalist ve solcuların insafına bırakıldı.

Bir kaç yıl içinde inançsız, ahlaksız, şehvetperest, ülkelerinin kaderiyle hiç ilgilenmeyen, Batı hayranı, hippi kılıklı, bütün hayalleri kadın, spor ve müzikten ibaret olan nesiller türedi. Türkiye'nin en dindar taşra kent ve kasabaları bile bu gençlerden geçilmez oldu.

O karanlık günlerin acısını, tahribatını, yol açtığı savrulmaları hala iliklerimize kadar hissediyoruz. O günlerde kangren olan toplumsal ahlak hala kan kaybediyor, yaralar kabuk bağlasa bile dipleri irin dolu. Bu anlamda İslam davetçilerine, İslam’ı dert edinmiş Müslümanlara, toplumu İslam’la, Allah’la barıştırmak isteyen aydın, yazar, hatip ve gayretli âlimlere çok iş düşüyor. Yol uzun, iş çok, durup dinlenmeye, karamsarlığa ise hiç vakit yok.

28 tarihi bütün bunları hatırlattı bana. Evet, yine bir 28 Şubat günündeyiz. 28 Şubat denilince ister istemez o karanlık günlere zihni gidiyor insanın. Batının İslam’la savaş projesinin start aldığı o kahrolası günlere… Aslında Batının İslam’la savaşı yeni değil. Osmanlının gerileme dönemlerine kadar gidiyor. Ama asıl savaş Osmanlının yıkılışıyla başladı.

Osmanlının yenilgisiyle biten 1. Dünya Savaşı'ndan sonra Batı, İslam topraklarını işgal etti. Uzun yıllar bu işgaller sürdü. İslam adına, İslam uygarlık ve medeniyeti adına ne varsa yok edilmeye çalışıldı. Halklar, genç nesiller İslam'dan uzaklaştırıldı. Demokrasi, Liberalizm, Kapitalizm, Marksizm, Faşizm, Milliyetçilik, Nihilizm, gibi batı menşeli, batı yaşam tarzını dayatan ve temelde birbirinin aynı olan düşünce akımları devletler eliyle yaygınlaştırıldı. Kurtarıcı, mutluluk ve refah sağlayıcı birer ekol olarak sunuldu. Bu mekteplerin ortak paydası Müslüman halkları Allah'tan uzaklaştırmak, materyalist, inkârcı düşünceyi hayata hakîm kılmaktı. Allah inancını, ahiret inancını kalplerden silmek, toplumları mide ve şehvetlerinin kölesi kılmaktı. Ne zaman halklarda bir kıpırdanma olsa ve bu batıl ekollere sırtlarını dönüp İslam`a yönelmeye kalkışsalar Amerika, işgalci İsrail ve Batı`ya bağlı yerli uşakların elleriyle 28 Şubat tipi darbeler yürürlüğe konuldu.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *