Filistin, Aksa ve direnişten
bahsedince herkesin duyduğu bir ‘tugay’ vardır:
“Kassam Tugayı”
Onlar yüzleri maskeli, yürekleri
dingin, düşmanın korkulu rüyası ve Filistin’de ümmet adına ‘biz’ bütünlüğünün
izzetli direnişçileridir. Onlar yetişme tarzları, eğitim süreçleri, hafızlık ve
muhafızlıkları ile birer direniş ve diriliş örneği, davet ve cihadın ehlidir.
Bu tugay, zaman zaman düşmana öyle eylem yapar ve darbeler indirir ki
yüreğimizdeki sevinç, dilimizden ‘Allahu ekber!’ nidasıyla dökülür.
Peki, sevgileriyle kalbimize
nakşettiğimiz bu tugaya ismini veren kimdir?
Bu, İzzeddin el Kassam’dan
başkası değildir.
İzzeddin el-Kassam… İsmi
Filistin’le yan yana kulaklara kazınan, gönüllere sevdirilen, mücadele
atmosferi yoğun ve geniş olan, Aksa direnişinin sembolü öncü bir şahsiyettir.
İzzeddin el-Kassam… İsmi sadece
bir güzel vasıfla değil, tüm güzel vasıflarla beraber zikredilmesi gereken bir
mümindir.
İzzeddin el-Kassam… İngilizlerin
işgali altındaki Filistin’in bağımsızlığı ve İslâmî bütünlüğü için harekete
geçen ilk âlim, vaiz ve mücahittir.
İzzeddin el-Kassam… Basiretli bir
komutan, iyi bir hatip, bilge bir âlim, korkusuz bir mücahit ve Allah yolunda
aziz bir şehittir.
İzzeddin el-Kassam… Müslümanların
bilgisel geri kalmışlığı, Batı taklitçiliği ve ahlaki çöküntüsü karşısında
üzülür; ama bunun izalesi yolunda da çabalardı. Bu sebeple reel pratikler
ışığında İslami davet ve diriliş sorumluluğunu üstlenir. İzzeddin el-Kassam,
Müslümanların yabancı kültür, fiili işgal ve istiladan koruma ve kurtarmanın
doğru yolunu İslami diriliş ve direniş olarak kabul eder.
İzzeddin el-Kassam, Filistin’in
Batı ve siyonizme yem edilmesine ilk günden karşı durur. O, siyonizm ve
emperyalizme karşı Filistin halkına direniş ruhunu ilk aşılayan, Filistin'de
cihad ateşini tutuşturan kişidir. İlk işgal esnasında müritlerini toplar ve
Fransızlara karşı gerilla taktiği ile savaşmaya başlar. 1930'lı yıllarda
Suriye’de İngilizlere karşı direniş, kıyam, mücadele ve cihadın önderliğini
yapar.
Kassam, sadece savaşçı bir ahlaka
sahip biri değildir. O, savaş ortamında şahsiyet ihya ve inşası için çalışmayı
ihmal etmeyen ve davetçi ahlakını da taşıyan biridir. Bu sebeple o, el-Kassam
müritlerini hem savaş teknikleri hem de cihat dinamikleri hususunda eğitmeyi
ihmal etmez. Müritlerine her ay Kur’an’dan yeni bir bölümü - özellikle cihatla
ilgili ayetleri- anlamlarıyla beraber ezberletir. Savaşçı bir refleksle
oluşabilecek yıkım ve kin duygusunu bu terbiye yöntemiyle giderir. Dirilten bir
cihat anlayışını zihin ve yüreklere yerleştirir.
Bugün ABD, Rusya ve israil gibi
zalim yapılar ümmet topraklarında pervasızca cirit atıyorsa bu onların güçlü
oluşundan değil, Müslümanlarda oluşan çeşitli zaaflar sebebiyledir. Kassam, o
gün böyle bir zaafın ortaya çıkmaması için uğraşır. Bugün de Müslüman
liderlerin ümmetin selameti, birliği, vahdeti ve Kudüs’ün özgürlüğü için bu
çabayı sergilemesi gerekir.
İzzettin el-Kassam’ın insanlarla
diyaloğu güçlüydü. O, herkesin rahatlıkla ulaşılabildiği mütevazı biriydi.
İnsanlar, onu yolda durdurur ve ondan nasihat ve tavsiye alırlardı. O, ders
saatlerine gecikme ihtimaline rağmen insanların dertleriyle dertlenir,
sorunlarına çözüm bulmayı önemser. Hatta bu sebeple görevinden istifa eder.
İzettin el-Kassam, öncü Müslüman
profilini hakkıyla dolduruyordu. Bir olay, konu, davet, kutlama, doğum veya
mezuniyet olsa oraya çağrılan o olurdu. O da kıraati ve sohbetiyle وَذَكِّرْ
فَإِنَّ الذِّكْرَى تَنفَعُ الْمُؤْمِنِينَ bu ayetin bir tefsiri gibiydi.
Onun cihad anlayışının temeli şu ayettir:
“Allah uğrunda hakkıyla cihad
edin. O, sizi seçti ve dinde üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi. Babanız
İbrahim’in dinine uyun. Allah, sizi hem daha önce, hem de bu Kur’an’da Müslüman
diye isimlendirdi ki, Peygamber size şahit (ve örnek) olsun, siz de insanlara
şahit (ve örnek) olasınız. Artık namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve Allah’a
sarılın. O, sizin sahibinizdir. O, ne güzel sahip, ne güzel
yardımcıdır!” (Hac: 78)
0 yorum