İnsanın yaratılışı, fıtratı boşluk kabul etmez. Kişinin
gereksinim duyduğu bir konuda ihtiyacı karşılanmadığı zaman kişi kendisi bir
arayışa geçer ve bir şekilde o ihtiyacını karşılamaya çalışır. Doldurulmayan o
boşluğu karşılaştığı ilk şeyle doldurmaya kalkışır.
Meselenin daha iyi anlaşılması için anlatmak istediğimiz
konuyu örneklendirebiliriz. Mesela sanat, edebiyat ihtiyacı… Her insan,
özellikle çocuklar ve gençler sanatsal ve edebi eserlere ihtiyaç duyarlar.
Ruhları, duyguları bu ihtiyaca göre yaratılmış. Eğer bizler, biz Müslümanlar
çocuklarımızın bu ihtiyacını karşılayacak edebi ve sanatsal eserler
üretemezsek, çocuklarımız değerlerimize yabancı, değerlerimize düşman sanatsal
ve edebi eserlere yönelirler. Düşmanlarımızın, Allah’ın ve İslam’ın
düşmanlarının elleriyle üretilmiş sinema filmlerine, roman ve öykü kitaplarına,
tiyatro eserlerine, müzik parçalarına yönelirler.
En önemli ihtiyaçlardan biri de rol model ihtiyacıdır. Yaşı,
kültürel durumu, konumu ne olursa olsun her insan mutlaka birini veya
birilerini kendine rol model seçme ihtiyacı hisseder. Gidin en meşhur bir
siyasetçiye veya bilim adamına sorun, mutlaka örnek aldığı, kendine model
seçtiği birileri vardır. Elinize bir mikrofon alsanız ve rastgele işlek
caddelerin birine çıkıp önünüze gelen herkese rol modeliniz kim diye sorsanız,
mutlaka hepsi de size birinin veya birkaç kişinin ismini söyleyecektir. Rol
modelim yok diyene rastlamanız çok düşük bir ihtimaldir.
Peki, Müslümanların rol modeli kimdir, kim olmalıdır? Tabi
ki yüce Peygamber, Muhammed Mustafa Aleyhisselam… Bizzat şanı yüce yaratıcımız
şerefli kitabında bize rol model olarak Peygamber-i Azam’ı tavsiye etmiştir. O,
sizin için en iyi örnektir, yani rol modeldir diyor yaşam kaynağı kitabımız…
Biz Müslümanlar Resulullah’ı rol model alıyor muyuz?
Çocuklarımıza, ev halkımıza rol model olarak tanıtıyor, takdim ediyor muyuz?
Çocuklarımız, erkek ve kadınlarımız Peygamber-i Azam’ı ne kadar biliyor,
tanıyor? Onun aile hayatından, çocuklarla olan iletişiminden, ahlakından, yemek
adabından, ibadet hayatından, toplumsal münasebetlerinden, eşleriyle
diyaloğundan ve onlara davranış biçiminden, ticari ahlakından ne kadar
haberdardırlar?
Ne yazık ki birçok konuda olduğu gibi bu konuda da sınıfta
kalmış durumdayız. Ne biz Peygamberi rol model almışız ve ne de kadınlarımıza,
çocuklarımıza, yakınlarımıza rol model olarak sunmuş durumdayız. Aile hayatımız
peygamberinki gibi değil. Çocuklara, kadınlara, yakınlarımıza davranışımız
peygamberinki gibi değil. Ticari hayatımız, toplumsal ilişkilerimiz, siyasi
tercihlerimiz peygamberinki gibi değil. İbadet ahlakımız da peygamberinki gibi
değil. Peygamber-i Ekrem’in zikri ve övgüsü sadece dillerimizde, daha öteye
gitmiyor. Hatta dillerimiz de Allah’ın
yüce Resulünü unutmuş durumda.
Dediğim gibi yaratılış, fıtrat boşluk kabul etmez.
Peygamberi rol model olarak bilmeyen, bu konuda bilinçlendirilmeyen
çocuklarımız, kadınlarımız, yakınlarımız bu defa kendileri arayışlara girişiyor
ve İslam’ın düşmanları tarafından allanıp pullanarak kendilerine sunulan rol
modellere dört elle sarılıyorlar.
Öyle acınacak bir
durumdayız ki bırakın sırdan halkı biz dindarların bile çocukları, kadınları
çoğu defa kendilerine rol model olarak günah ve isyan bataklığı içinde
debelenen sanatçıları, aktörleri, müzisyenleri, meşhur sporcuları, eserleriyle
günah ve haramın sözcülüğüne soyunan Batılı edebiyatçıları, aydınları
seçiyorlar.
Ondan sonra
dizlerimize vuruyoruz. Cennetten bir köşe olması gereken yuvalarımız, evlerimiz
neden cehennemden bir çukura dönüyor diye. Evlilik kurumu neden yok olmak
üzere? Boşanmalar neden bu kadar artıyor? İntiharlar, çılgınlıklar, aile içi
şiddet, cinayetler, uyuşturucu kullanımı, bencillik, psikolojik rahatsızlıklar,
merhamet ve sevgi yoksunluğu neden bu kadar yaygınlaşmış?
Yaratılış boşluk
kabul etmez, iyileri rol model olarak sunmazsan kötüler rol model olarak boy göstermeye
başlar ve toplumların, halkların manevi yıkımı artık önlenemez olur…
0 yorum