482

 

Tam artık Kemalistlerden kurtulmaya başladık derken şimdi de Kürt Kemalistleriyle halk olarak başımız dertte. Kürt Kemalistler Müslüman kadının örtüsüne yönelik saldırılar ve diğer eylemleriyle tipik Kemalist karakteri sergilemekteler.

Kemalistler yüz yıl boyunca bu halka ideolojilerini dayattılar. Toplumu tek tipleştirmek için her yolu denediler. Bu ülkenin, bu milletin, bu ümmetin bin yıllık tarih ve kültür birikimini yok saydılar. Bir gecede harf inkılabı adı altında İslam uygarlığını yasaklayıp binlerce hatta on binlerce âlimi, aydını okur-yazar olmayan kişi durumuna düşürdüler. Medreseleri kapattılar, ilim ve irfan yuvası olan tekke ve zaviyeleri yasadışı ilan ettiler. Kendilerine karşı çıkan, direnen herkesi basit bahanelerle idam ettiler, sürgünlere gönderdiler, ömür boyu ev hapsinde tuttular.

Batı uygarlığını yakalamak adı altında Müslüman kadının iffetine, tesettürüne el uzatan Kemalistler, çıplaklık kültürünü yaygınlaştırmak konusunda epeyce yol kat ettiler. Her yeri ele geçirdiler. Devlet kurumlarını, medyayı, sermayeyi, sokakları, her yeri…

Ülkenin efendileri hayaline kapıldılar Kemalistler. Halkın zenginliklerini kendi aralarında paylaştılar. Ülkeye mutlak manada hakîm olduklarını, halkı yola getirip medenileştirdiklerini sanıyorlardı. Asileri ve ulemayı; idamlar, zindan ve sürgünlerle sindirmişlerdi. Sonsuza kadar Türkiye onlarındı artık. İstedikleri gibi at koşturabilirlerdi. Bu zavallı, cahil, sahipsiz halk mı onları durduracaktı! Arkalarında kocaman bir Batı vardı ve ordu dâhil her şey onların ellerindeydi.

Ama bilmiyorlardı bu zorba zavallılar halklar asla baskıyla, zulümle sindirilemezler! Hele bu halklar Müslüman olurlarsa…

Bir halk bir şeyi benimsemezse ilk fırsatta onu alaşağı eder.  Kaba kuvvet kesinlikle çözüm değildir.

Müslüman halklar tarih boyunca birçok zorba gücün istilasına, baskısına maruz kalmışlardır. Ama her defasında onları yenmeyi, kendi dinleriyle barışık yiğit âlimlerin, hareketlerin önderliğinde onları etkisiz hale getirmeyi başarmışlardır.

Kemalistler İslam'ı yasakladılar. Müslümanları korkunç katliamlara uğrattılar. Köy enstitüleri vasıtasıyla kültürlü kesimi dinsiz, ateist yapmaya çalıştılar. Ama ne oldu? Bugün bütün bir Türkiye İslam'ı konuşuyor. Halk, İslam'dan bahseden insanları baş tacı ediyor. Gençler, kadınlar, çocuklar adeta İslam'a koşuyorlar. Yok olma korkusu yaşayan Kemalistler gün geçtikçe küçülüyorlar, marjinalleşiyorlar.

Apoistler, Kürt milliyetçileri eğer bu halkla, bu halkın inanç ve değerleriyle, halkın inanç ve değerlerini sahiplenen İslami kesimlerle bir kavgaya tutuşurlarsa kesinlikle Kemalistlerin akıbetine uğramaktan kurtulamazlar. Marjinalleşirler, küçülürler ve yok olurlar. Hiçbir güç halkın diniyle savaşarak ayakta duramamıştır.

Kürt ulusalcıları bu halkı tek tipleştirme sevdasından vazgeçmelidirler. Baskı ve kaba kuvvetle tek güç olma hayallerini bir kenara bırakmalıdırlar. Bu coğrafyanın tek evlatları onlar değildirler. Mücadelelerinde haklı gerekçeleri olabilir. Kendilerine özgü bir ideolojileri de olabilir. Ancak bu ideolojiyi Müslüman Kürdistan halkına zorla dayatma hakları yoktur. Buna güçleri de yoktur. Bu halk bunu kabul etmez. Bu politika kaos, karmaşa ve yeni acıların yaşanmasından başka işe de yaramaz. Bu yanlış politika, bu ahmakça dayatma İslami kesimlere de milliyetçi kesimlere de kaybettirir. Ve bu mazlum halkın birçok kazanımının yok olmasına da sebebiyet verir.

Müslüman Kürdistan halkı dinine düşmanlık edenleri affetmeyen ve onlardan yüz çeviren bir halktır. Münafıkça davranışlara, sahte dindarlık gösterilerine aldanmayacak kadar da akıllıdır. Kürt ulusalcıları barış ve halkın hayrını istiyorlarsa kendileri dışındaki kesimleri yok sayma, onları hain ve devletçi ilan etme, baskı ve saldırganca tavırlarla sindirme teşebbüsünde bulunma, Kürt olarak sadece kendilerini kabul etme gibi kapalı, Komünist toplumlarda görülen çağdışı uygulamaları terk etmelidirler.

 

Dindarlar herkesle barış içinde yaşama taraftarıdırlar. Halkın özgür iradesine saygı göstermeyi de bilirler. Şiddetten ve halkı zorla tek tipleştirme anlayışından da nefret ederler. Yeter ki mesajlarını halka rahatça ulaştırabilsinler. Halkla onların arasına ulaşılmaz engeller konulmasın. Dinlerini, davalarını rahatça tebliğ etsinler, edebilsinler. Mazlum halklarla aziz İslam arasındaki yol açık olsun.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *