0

            Aslında insanın önünde yaşanması gereken sadece bir hayat metodu vardır, ama yeryüzünün zalim ve müstekbirleri ellerine geçirmiş oldukları madde ve sermayenin gücünü de kullanarak kendi çıkarlarına özgü, ama gerçekte hiçbir karşılığı olmayan bir yaşam biçimini deli gömleği misali mazlumlara giydirmeye devam ediyorlar.

            Pekala yeryüzünün müstekbirleri nasıl bir yaşam tarzı istiyorlar ve halka diretiyorlar diye soracak olursak, bunun cevabını her yerde arayıp bulmak mümkündür. Peki bu sorunun cevabına sebep olacak durumların özelliklerine bakmak gerekmez mi?

            Elbette, bakmak gerekir ve sorunun cevabına sebep olacak zalimlerin nasıl bir hayat dayattıklarını da iyice irdelemek de icabet eder. Öyleyse madde ve sermayeyi ellerinde tutan bu zalim ve acımasız şahıslar nasıl bir hayat tarzı dayatıyorlar? Bunu şöyle sıralamak mümkündür:

*Yeryüzünün tüm zalimleri her şeyden önce insanları, kendilerine itaat edecek bir şekilde süfli bir hayat yaşamalarına zorlamaktadırlar. Bunun içinde insanları sürekli açlık ve işsizlik kıskacında tutarak, onları kendilerine bağlanmak mecburiyetinde bırakıyorlar. “Mekke cahili toplumunda olduğu gibi, aristokratça bir hayat yaşayanlara bağlanarak, onların her dediğini yerine getirerek kölece bir hayat yaşamak.”

*Peki yeryüzü zalimlerinin dayattığı hayat nizamında neler var, onu da bilmek gerekir. Bu zalimlerin dayattığı hayat nizamında; zulüm, anarşi, açlık, sefalet, kin ve düşmanlık, hırsızlık, haksız yere cana kıyma, anne ve babaya karşı merhamet duygularını köreltme, mal ve makam hırsı, fuhuş, uyuşturucu kullanımı, insan ve toplumun malını talan etme, haksız kazanç, acımasızlık, emniyetsizlik insan ve toplumun yozlaşması, insanların ahlaki ve insani açıdan zayıflatılarak başkaları için köleleştirilmesi.

*Daha da kötü olan şey ise, bu zorbaların sahip oldukları mal ve sermaye sayesinde insanlara zorla bir hayat dayatıyor olmaları ve insanlara kendi hayatlarını istedikleri gibi yaşama hakkı tanımamaları. Sadece kendilerinin istedikleri bir yaşam biçimini tüm insanlara dayatma yoluna gitmeleri. Bunun neticesinde bu zalim ve dikta zihniyetine sahip kişilerin ilahlık iddiasında bulunma niyetleri de göz ardı edilmemelidir.

Kısaca bu zorbalar, toplumu meydana getiren insanları köleleştirmek ve kendilerine hizmetkar etmekten başka bir ideal taşımamaktadırlar. Şunu da söyleyelim ki bu tür zorbalar her yer ve mekanda aynı karakterleri temsil etmektedirler.

Bir de diğer bir hayat biçimi vardır ki, bu hayat biçimini savunanlar, Allah’ın en seçkin ve dürüst kulları olan peygamberlerin insanlara sundukları yaşam biçimidir.

Bu hayat biçiminde her şey düzenli bir şekilde insanın hizmetine sunulmuş, insanları Allah’a kul olmayı engelleyen her şey ortadan kaldırılmıştır. “Bu hayat biçiminde sineklerle değil bataklık ile uğraşılmaktadır.” İnsan maddeye tahakküm ederek, onu kendisinin hizmetine sunan, sadece tek yaratıcıya kul olma gayretini her zaman ve mekanda ortaya koyma gayretindedir. Bu hayat tarzında zulme ve sömürüye yer yok, kula kölelik derecesinde itaat yok, başkalarının mal ve canına kast yok, İnsanlar arasında maddi makam ve çekişme yok, makamı ehil sahibine teslim etme vardır, temel hedef Allah’ın rızası olduğu için, insanlar arasında sadece yardımlaşma ve dayanışma vardır, haksızlık ve zulme uğrama yok, hak ve adaleti her şeyden üstün bir konumda tutma gayreti vardır. Bu hayat biçiminde insan en yüksek mertebeye çıkmıştır ama bu çıkış onu sadece Allah’a daha iyi bir kul olma arzusu kazandırır ve sahip olduğu hiçbir maddi ve makamın gücünün başkalarını ezmek veya kendisine köle edinmek için kullanmaz.

Şimdi asıl sormamız gereken soru şu olmalıdır: Acaba bizler hangi hayat biçimini seçeceğiz? Önümüzde iki seçenek vardır.

*Ya insanı madde ve sermayeye köleleştiren bir hayat biçimini seçeceğiz ki, bu hayat nizamında sadece zulüm vardır. Akabinde ise cehennem.

* Ya da peygamberlerin yolunu seçeceğiz, bunda da huzurlu bir hayat ile birlikte Allah’ın rızası ve cennet vardır.

 

Karar bize ait, haydi öyle ise peygamberlerin bize sunduğu bir hayat yaşamaya...

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *