İSLAMLA UĞRAŞAN HER REJİM KAYBETMEYE MAHKÛMDUR

            Fazla uzağa gitmeye gerek yok. Hatırlayınız, 1979 yılında o dönemin en süper iki devletten biri olan SSCB (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği) önce kendi paktından (Varşova) olan müttefikleri Çekoslovakya’yı 1956 yılında, (şimdiki Çek Cumhuriyeti) Macaristan’ı 1968 yılında Polonya’yı da 1980 yılında işgal etmişti. İşgale uğrayan bu üç ülkenin vatandaşlarından herhangi bir direnme hareketi olmadığı gibi, bu işgallere sevinenlerde olmuştu. Akabinde SSCB o muhteşem ordusu ile Polonya’yı işgal ettiği seksenli yıllarda Afganistan’ı işgale yeltendi ve tüm acımasız kuvvetlerini Afganistan topraklarına yığdı. Buraya kadar ki açıklamalar da her şey gayet normal. Ama SSCB’nin hesaba katmadığı bir nokta vardı. O da Afganistan Halkının Müslüman olması. Peki işgalden sonra neler yaşandı? Hemen anlatayım:

            SSCB Afganistan’a tüm kuvvetleri ile saldırmış, orada daha önceleri hiç denenmemiş kimyasal silahlar kullanmış, bu silahları kullanma neticesinde yüzbinlerce insan hayatını kaybetmiştir.

            SSCB’nin bu saldırılarda kullandığı kimyasal silahlardan bazılarının özellikleri şöyle idi:

*İnsanın vücuduna kaşıntı duygusu veren silahlar: Bu silahların saldırı hedefine giren insanların vücutlarında öylesine karşı konulmaz bir kaşıntı oluşuyordu ki, insan vücudunu kaşıyarak, kaşıntıdan vücudunun her yerini yırtıyor ve kan kaybından ölüyordu.

*İnsanı gülme krizine sokan kimyasal silahlar: Bu silahların etkisi çok ilginçti. Bu silahların hedefi olan kişiler öylesine bir gülme krizine giriyordu ki aşırı gülmekten insanın kalbi sıkışıyor ve kalp krizinden ölüyordu.

*Sadece insana zarar veren aşırı ve yıkım sağlamayan bombalar: Bu bombaların etkisi o kadar çok ilginçti ki, çok şiddetli olmalarına rağmen, sadece insanlara zarar veriyor, binalara ise hiçbir yan etkileri olmuyordu.

*Bir de kullanıldıklarında yer sarsıntısına neden bombalar vardı ki, bunlar da kullanıldığı yerde şiddetli deprem etkisi yapıyor ve binaların yıkılmasını sağlıyordu.

            Peki dünya kamuoyunun SSCB’nin Afganistan işgaline bakışı nasıldı?

Tüm emperyalistlerin düşüncesinin Afganistan işgaline bakışı ortak bir gözden bakış gibiydi. Yani SSCB Afganistan’a girdikten hemen sonra, orada istediklerini çok kısa bir süre içinde elde edecek, istediği bir yönetimi başa getirecek ve hemen geri çekilecekti. Bu düşünce gayet mantıklı idi ve herkes SSCB’nin Afgan işgalini uzatmayacağını düşünüyor ve dünya kamuoyunda da bu yönde her gün onlarca haber ve makale yayınlanıyordu.

Ama unutulan ve sadece ezilenlerin hayalini süsleyen bir gerçek vardı. O da Afganistan halkının tüm ezilmiş ve sömürülmüş bir toplum olmasına rağmen, kalben inandığı bir dini, onları emperyalistlere karşı bir araya getirme becerisine sahip mücahit liderleri, onların sömürüden kurtulmalarını sağlayacak tek yolunda İslami direniş olduğunu idrak eden bir halk olmaları.

Afgan mücahitlerinin sahip olduğu en büyük silah ise “Kutsal İslam Dinine” yapılacak saldırıya karşı onlara koyma gücünü aldıkları İslam’ın tarihin hiçbir sahnesinde yenilmemiş olmasıdır. Yani tarih boyunca İslam Mücahitleri hiçbir zaman yenilmemiş, her zaman düşmanlarına karşı üstün gelmişlerdir.

Afgan Mücahitleri SSCB’nin onca teknolojik silah üstünlüklerine rağmen, cihadı Afgan Dağlarının her alanına yaymış, saldırgan SSCB ordusuna dünyayı dar etmişlerdir. Bu işgal sırasında işgalci kuvvetlerden on binlerce silahlı asker öldürülmüş ve cehennemi boylamıştır. Binlerce tank tahrip edilmiş, milyarlarca dolar para harcanmıştır. Afgan Mücahitleri öldürdükleri ve esir aldıkları SSCB askerlerinin silahlarını da ganimet olarak ele geçirmiş ve bu saldırılar esnasında daha önce sahip olamadıkları silahlara sahip olmuşlardır.

Şimdi konunun başlığına gelecek olursak: Afganistan’ı birkaç gün içinde darmadağın edeceği söylenen koca SSCB elindeki onca teknolojik ve kimyasal silaha, yüzbinlerce askeri personele rağmen, birkaç mücahit gurubunun şanlı direnişine direnememiş ve Afganistan’dan büyük bir yenilgi ve hezimet yaşayarak çekilmek zorunda kalmıştır. Çünkü SSCB Afganistan şahsında aslında İslam ile “dolayısı ile Allah ile” savaşmış ve yenilgi onlar için kaçınılmaz olmuştur.

Şimdi yeryüzünün tüm alçak ve saldırgan kudurmuş köpekleri şunu iyi bilin: Her kim İslam ve onun kutsalları ile savaşmaya kalkışırsa biliniz ki mutlaka kaybetmeye mahkûmdur.

Peki yaklaşık olarak on yıl süren Afganistan işgalinden sonra SSCB de neler yaşandı?

Kısaca söyleyeyim: Dünyanın en büyük ikinci süper gücü olan ve daha önce on beş (15) cumhuriyetten oluşan SSCB Afganistan işgalinden sonra oradaki şanlı direnişin ardından çöküş dönemine girmiş ve parçalanmıştır. Onun yerine on beş “sözde” bağımsız devlet kurulmuştur. Darısı diğer emperyalist ve sömürgeci zalim ülkelerin başına.