0

                       

          Yolsuzluk, bir insanın, bir topluluğun veya bir devletin hakkı olmayan bir şeyi ele geçirmesidir. İster zorla olsun ister hile ile olsun ister kandırma ile olsun fark etmez. Kelimenin örfi olan manasından gidersek herkesin kullandığı normal yoldan başka bir yol kullanarak elde ettiği kazanç, makam, mevki, itibar, mal v.s. gibi şeyleri ele geçirmesidir. Yani hak etmediği halde gücünün, makamının durumundan istifade ederek elde ettiği her türlü kazanımlardır. Normal şartlarda olsa bunu kazanamaz. Yani yolunu bulup sahipleniyor.

Peygamberimiz (SAV) bir sahabeyi zekat memuru olarak görevlendiriyor. Bu şahıs zekat toplamak için kabilelere gidiyor. Dönüşte Peygamberimize (SAV) bir kısım mal veriyor ve diyor ki ; bunlar sizindir. Bunlarda bana verilmiş. Yani bana hediye edilmiş. Peygamberimiz (SAV) diyor ki; eğer sen babanın evinde otursaydın bunlar sana verilir miydi? Bunlar da bizimdir. Yani beytül malındır deyip o malları ondan alıyor.

Tarihin bütün dönemlerinde makam sahibi olanlar makamlarının gücü oranında yolsuzluk yapmışlar. (Takvalı Müslümanlar hariç.) Makam sahibi olmadan önceki mal varlığı ile sonraki mal varlığı kıyaslandığında korkunç fark ortaya çıkıyor.

         Bir memurun, makamı, rütbesi ve görevi ne oluşa olsun sonuçta memurdur. Bu genelkurmay başkanı da olabilir,  başbakan da olabilir. Bir belediye başkanı veya sıradan bir memur olabilir. Mal varlığı incelendiğinde,  eğer bütün memurluk hayatı boyunca aldığı maaşı üst üste koysa  2 daire alabilecek parası olabilir.  

Fakat hayatı boyunca her türlü konfor ve lüksten geri durmadığı halde trilyonluk yazlık villaları, daireleri, lüks arabaları ve bankalarda istiflenmiş paraları varsa hiç kimse kusura bakmasın alın teri ile kazanılmış bir servet değildir. Babadan servette kalmamış. İş adamına bakıldığında serveti hesap edemeyeceği kadar olmuşsa demek ki bu adama devletten hortumlamış ya da üretimi çok kötü ama fiyatı çok yüksek olan üretim yapmıştır.

Yıllarca en kötü arabaları avrupanın sağlam arabalarından daha yüksek fiyata millete satan araba firmaları haliyle çok zengin oldular. Ya da çok kıymetli arsaları idaredeki ortakları vasıtasıyla bedavaya kaptılar.  

Her görevli bulunduğu makamın gücüne göre yolsuzluk (yapmayanları tenzih ederim.) yapar. En basitinden şoför okullarının direksiyon sınavlarına giren görevli memurlar şoför okulunun cebinden öğlen yemeği yiyorsa bu da yolsuzluk yapıyor demektir. Bu yemek bazı usulsüzlüklere  göz yummak içindir.  

Belediye başkanları  imarın gireceği yerlerden çok ucuza arsa alır. Veya çevresine aldırır. İmar açıklandıktan sonra buralar çok değerlenir.  Veya dağ başındaki arsayı çok kıymetli olan bir yeşil alanla takas yaparlar ve büyük kar eder. Bunların hepsi yolsuzluktur.

 

Başkalarının yolsuzluğunu gündemde tutanlar, çoğu zaman kendi yolsuzluklarını gizlemeye çalışırlar. Yolsuzluğun anlamı hak edilmeyen bir şeyi kendine veya çevresine aktarmaksa, o zaman çok değerli olan arsaları, tesisleri 49 yıllığına çok ucuz fiyatla kiralamakta yolsuzluk değil midir? Bulunduğu okulda, üniversitede veya kurumda kendi arkadaşlarını kayırıp ek dersler ve gelirler elde ettirmekte yolsuzluk değil midir? Ek dersleri kendi çevresine bol vermek veya kolay görevleri kendi arkadaşlarına vermek ya da parasal gelirleri kendi yandaşlarına vermekte yolsuzluk değil midir? Kendi çevresinin kazanması için cevap anahtarlarını vermek, istedikleri şahsa kolay diğerlerine zor soru sormakta yolsuzluk değil midir?  Bazı yolsuzluklar gözden kaçıyor. Ama en büyük yolsuzluk bunlardır. Birkaç kuruş çalanda kat trilyonluk arsa ve tesisleri 49 yıllığına ucuz kiralayanda yolsuzluk yapmıştır. Sizce hangisinin yolsuzluğu daha büyüktür?

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *